Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7003
Karar No: 2019/2130
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7003 Esas 2019/2130 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/7003 E.  ,  2019/2130 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; annesi muris ..."nin 10.12.2012 tarihinde vefat ettiğini, murisin Berlin Konsolosluğu"nun 29.06.2012 tarihli ve 5667 no.lu vasiyetnamesi ile kendisini mirastan çıkardığını öğrendiğini, annesine karşı herhangi kötü bir fiil ya da eylem gerçekleştirmediğini, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 81 yaşında olduğunu ve akıl sağlığının yerinde olmadığının düşünüldüğünü ileri sürerek, mirasçılıktan çıkarma hükmünü taşıyan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; murisin akli dengesinin yerinde olduğuna dair rapor aldığını, davacının babasının cenazesinin kaldırıldığı gün dahi murisi, oğlu ..."le birlikte birçok kişinin önünde dövdüğünü, yine davacının murise sürekli olarak hakaretler ettiğini, ona sinkaflı küfürler ettiğini, murise iftira attığını, hakkında icra takibi başlattığını, murise hiçbir şekilde sevgi ve saygı göstermediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece vasiyetnamedeki şekil eksikliği yönünden davanın kabulüne, Berlin Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen 29/06/2012 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptaline dair verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 08.06.2016 tarihli ve 2015/9476 E., 2016/9176 K. sayılı ilamı ile; "sair temyiz itirazları reddedilerek, davacı vekili tarafından, müvekkilinin mirastan çıkarılma sebeplerinin gerçekleşmediği ve murisin vasiyetname sırasında akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiaları ile söz konusu vasiyetnamenin iptali talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece; şekil eksikliği yönünden inceleme yapılarak bu gerekçe ile davaya konu vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması, hüküm tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nun 26.maddesinde vurgulanan taleple bağlılık ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davalılar tarafından delil olarak davacının murise karşı açmış olduğu icra takibi ile tek tanık beyanına dayanıldığı, davacının mirasbırakana karşı başlattığı icra takibinin mirasçılıktan çıkarılmaya ilişkin yeterli bir delil olmadığı, murisin eşinin cenazesinde topluluk içerisinde yaşanan bir olayın ispatının davalılardan birinin imam nikahlı eşi olan davalı tanığı ..."in beyanı ile ispat edilmeye çalışılmasının çelişkili bulunduğu gerekçesiyle, mirasçılıktan çıkarılmaya ilişkin olarak iddia edilen sebeplerin varlığının, çıkarmadan yararlanacak davalılar tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, Berlin Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen 29/06/2012 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; mirastan ıskat nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir.
    Mirastan ıskat, murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. TMK"nın 510.maddesine göre; mirasçı, mirasbırakana ve mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işler veya mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmezse, mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir.
    Öte yandan mirasçılıktan çıkarılmaya itirazı düzenleyen TMK"nun 512. Maddesi ile; "Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur." hükmü getirilmiştir.
    Bu açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; murisin davacı oğlu ...’i, kendisine karşı olan ve aile hukukundan doğan hiçbir yükümlülüğü yerine getirmemesi, kendisini öldürmeye çalışması, eşinin cenaze töreninden sonra birçok kişinin önünde dövmesi, sürekli hakaretler etmesi, iftira atması, saygı, sevgi göstermeyen biri olması, sahte senet düzenleyerek kendisine borçlu göstermesi sebebiyle mirasçılıktan çıkardığı, vefatı halinde tüm mirasını kızları ..., ..."ya bıraktığını vasiyet ettiği görülmektedir.
    Mirasbırakan ..."nin 29.06.2012 tarihli vasiyetnamede açıkladığı davacıyı mirastan ıskat sebebinin ispatı, çıkarmadan yararlanan davalı mirasçılara düşmektedir.
    Davalılar, iddialarını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davalılar tanığı ...; "Ben davalı ..."nin imam nikahlı eşi olurum. Muris ... ile davacı ... Bey arasında kayınpederimizin cenazesinde yaşamış olduğumuz bir olay vardı. Cenazede normalde yıkandıktan sonra cenaze son kez evini ziyaret eder, adetleri böyledir. Ancak 02/10/2009 günü ... kayınpederimizin cenazesinin evine gitmesine izin vermiyordu. Bunun için herhangi bir sebep de göstermedi. Bu nedenle muris ... ile tartıştılar. Yemek esnasında kızgınlıkla "sana yedirtmem" diye ... Bey bağırdı. Buradaki kastın ... Hanımın paraları olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ona "Çok şerefsizsin, Allah belanı versin" gibi söylemlerde bulundu, sonra da kendisini sarsmaya başladı, hatta tokatlamaya çalıştı. Ancak muris ... kendisini koruduğu için tokadı atamadı. Bu esnada ... oğluna seslenerek "Alın şu kadını" dedi. Hatta bu olay yaşanırken bacağınım ... de olaya müdahale etmeye çalıştı. Bu nedenle kendisi de sanırım bir kaç yumruk yedi. Bunun üzerine bayıldı ve hastaneye kaldırıldı. Kayınvalidem muris ..."nin bu olay neticesinde kolu şişti. Davacı ..., annesi muris ..."yi hiç ziyaret etmezdi, bayramlarda dahi hiç ziyaret ettiğini görmedim." şeklinde beyanda bulunmuştur.
    Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada, tanığın gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu yoktur. O halde, tanığın sözlerine değer vermek gerekir.
    Bu durum karşısında Mahkemece, dinlenen tanık beyanı ile davalıların; davacının, murisin eşinin cenaze töreninden sonra murisi birçok kişinin önünde sarsıp, hakaret ettiği gibi, murise karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmediği ve böylece mirastan ıskat sebebini ispat ettiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi