14. Hukuk Dairesi 2019/3395 E. , 2019/8338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ön alım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ..., paydaş olduğu 1672 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını davalı ..."a satış yoluyla devrettiklerini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek ön alım hakkı nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
20.03.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle ... mirasçıları; 05.07.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle ... mirasçıları ve 21.04.2008 günü harcı yatırılan dilekçeyle ... mirasçıları olan müdahil davacılar davalı ..."in satış yoluyla edindiği payların ön alım hakkı nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Davalı vekili, davaların reddini savunmuş, 14.02.2014 tarihli duruşmada ise ... mirasçıları ve ... mirasçılarının istemlerini kabul etmiştir.
Mahkemece ilk hükümde, davacı ..."ün isteminin kabulüne; dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcilerinin dava şartını yerine getirmedikleri gerekçesiyle istemlerinin reddine karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Dairemizin 02.06.2015 tarih, 2015/6040 E.- 6055 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Dahili davacı ... ...ile muris ..."nın tereke temsilcisi ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; İstemin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddi gerekirken aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcisi açısından dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle reddedilmesi doğru değil ise de hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Dahili davacı ..."ın tereke temsilcisi ... ile mirasçılardan ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, dava konusu 1672 sayılı parselde dahili davacıların dayandığı ... payı yargılama sırasında elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyet haline dönüştürülmüştür. ..."ın payı, mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiğinden tereke temsilcisinin görevi sona ermiştir. Bu durumda, paylı malik haline gelen ... mirasçıların ön alım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca ... mirasçılarından ... 08.10.2012 tarihinde vefat etmiş olup payı elbirliği mülkiyetine tabidir. Bu nedenle ... mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorulmalı ve mirasçıların tamamının muvafakatı sağlanamadığı takdirde ... terekesine temsilci atanması için davayı takip eden mirasçı ya da mirasçılara süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...’’ gerekçeleriyle hükmün dahili davacılar Seçil ...ve ... yönünden onanmasına, diğer davacılar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak dahili davacılar ..., muris ... mirasçıları ile ... mirasçıları yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ... mirasçılarından bir kısmı yönünden davanın reddine, davacı ile dahili davacılar ..., ..., ..., ... yönünden davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı hissenin iptali ile davacı ile dahili davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Davacının paydaşlığını davanın devamı sırasında da sürdürmesi gerekir. Paylı mülkiyet nedeniyle doğan yasal önalım hakkı ancak paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece söz konusudur. Bu nedenle dava konusu taşınmazda payı kalmayan davacının dava hakkı ortadan kalkar. Zira önalım hakkının konuluş amacı paydaş olmayan üçüncü kişinin ortaklığa girmesine engel olmaktır. Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda payın üçüncü kişiye satılması halinde diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabileceğinden satış tarihinde paydaş olan önalım hakkı sahibinin paydaşlığının karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekir. Davacının payını kaybetmesi halinde taşınmazın paylı maliki olmadığından üçüncü şahsın aldığı paya ilişkin ön alım hakkına dayalı dava açma hakkını yitirmiş olur
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu 1672 parsel sayılı taşınmazın 07/01/2016 tescil tarihli kadastro yenileme çalışmaları sonucu 215 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olarak kaydının yenilendiği, mevcut tapu kaydından dahili davacılar ..., ... ve ...’ın tapu kayıt maliki bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Önalım hakkının kullanılabilmesi için dava açıldığı tarihte davacı ile davalının taşınmazda paydaş olmaları ve paydaşlığın karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekir. Dahili davacıların dava konusu taşınmazda paydaş olmadıkları, dava açıldığı tarihte mevcut olan önalım haklarını yitirdikleri anlaşılmıştır.
O halde mahkemece dahili davacılar ..., ... ve ... yönünden aktif dava ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.