Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/916
Karar No: 2022/2104
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/916 Esas 2022/2104 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/916 E.  ,  2022/2104 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’na bağlı olarak çalıştığını, Türk ... Sendikası'nın üyesi olduğunu, Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde günde azami 7,5 saat veya daha az çalıştırılması gereken işlerin sayıldığını, maddenin (p) bendinde gürültülü işlerin bu kapsamda olduğunun belirtildiğini, gürültülü işler tanımına ise gürültü düzeyi 85 Db'in üzerinde olan işlerin girdiğinin ifade edildiğini, davacının çalıştığı işyerinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 10. maddesine istinaden Mart 2016 tarihinde gürültü ölçümlerinin yapıldığını ve söz konusu ölçümlerde kişisel maruziyet değerinin 93,3 Db olarak ölçüldüğünü, gürültü maruziyet değerinin yönetmelikteki sınır değer olan 85 Db’den yüksek çıktığını, Kasım 2016 tarihinde olmak üzere işyerinde yapılan ikinci ölçümde ise gürültü düzeyinin 85 Db’in altında gerçekleştiğini, ancak söz konusu ikinci ölçümde tezgah ve makinaların bir kısmının çalıştırılmayarak gürültü düzeyinin düşürülmeye çalışıldığını, bu ölçümün metot ve usullerinin hukuka uygun ve adil biçimde yapılmadığını, nitekim bu ölçüm sonrasında tüm tezgah ve makinaların aynı anda çalıştırılmaya devam edildiğini, bu nedenle ikinci ölçümün dikkate alınmaması gerektiğini, ortamın gürültüye müsait olduğunu ve davacının sürekli risk altında bulunduğunu, riskin varlığının dahi 7,5 saat çalıştırılması için yeterli olduğunu, bu nedenle davacının "Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak 7,5 Saat veya Daha Az Çalıştırılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik" kapsamında sayılması gerektiğinin tespiti ile işyerinde geçerli Toplu İş Sözleşmeleri hükümleri gereğince hak kazanılan kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ... Çevre Analiz Laboratuvarı tarafından işyerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun şekilde gürültü seviyesi ölçümleri yapıldığını, ilk olarak Mart 2016 tarihinde yapılan ölçümden sonra gürültü düzeyi limit sınırının üzerinde çıkan fabrika ve atölyelerinin incelenerek düzenlemeye gidildiğini, gürültü çıkaran tezgahlar aynı anda çalıştırılmayacak şekilde iş planlaması yapıldığını, akabinde 21 Ekim-11 Kasım 2016 tarihleri aralığında ikinci defa gürültü ölçümlerinin gerçekleştirildiğini, her iki ölçüm neticesinde de gürültü seviyesi sınır değerinin üzerine çıkan yerlerde çalışanların Mart 2017 tarihinden itibaren 7,5 saat çalıştırılmaya ve Toplu İş Sözleşmesinin 52/C maddesine göre kısa çalışma primi ödenmeye başlandığını, davacının çalıştığı işyerinde gürültü seviyesinin sınır değerlerin altına düştüğünün tespit edildiğini, buna göre davacının yönetmelik kapsamında olmadığını ve alacak taleplerinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, işyerinde gemi mühendisi, fizik mühendisi ve kulak burun boğaz uzmanı doktorun bulunduğu heyet eşliğinde yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararını davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 04.03.2021 tarihli kararı ile diğer hususlarla birlikte “…Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; Sağlık Kuralları Bakamından Günde Azami 7,5 Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik’ kapsamında bulunduğu belirlenen davacı işçinin fazla çalışma ücret alacağı 25. dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 52. maddesinde yer alan primlerin fazla çalışma süreleri için ödenemeyeceği yönündeki düzenleme dikkate alınarak, bu çalışması sebebiyle ödenen verimliliği teşvik primi mahsup edilmek suretiyle hesap edilmiş ise de, davacının bordrolarda görünen fiili çalışma süresine göre belirlendiği anlaşılan %14 kısa çalışma primi alacağının günlük 7,5 saati aşan fazla çalışma süresine isabet eden kısmının da fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yapılan hesaplama hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-İlk Derece Mahkemesi kararında, dava konusu kısa çalışma primi ve fazla mesai ücreti alacaklarına bilirkişi raporunda belirlenen ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, bilirkişi raporunda bu yönde bir belirleme olmadığından, karar bu yönü ile infaza elverişli bulunmamaktadır. Kaldı ki, kısa çalışma primi yönünden Toplu İş Sözleşmesinde bir ödeme günü belirlenmiş olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi uyarınca bu alacak kalemine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmesine karşın, yazılı şekilde verilen karar isabetsiz bulunmaktadır…” gerekçesiyle bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bozmadan sonra verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında mahkemece bozma ilamına uygun karar tesis edilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilamına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.

    Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma sonrası yapılan yargılamada, 18.11.2021 tarihli ek bilirkişi raporu alınmış olup, söz konusu raporda ilgili dönem Toplu İş Sözleşmesinin bazı maddeleri de belirtilmek suretiyle bozma öncesi alınan kök raporda yapılan hesaplamaların hatalı olmadığı açıklanmıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından fazla çalışma ücreti talebi yönünden gerek söz konusu ek rapor gerekse puantaj kayıtlarına göre yapılan değerlendirmede, davacının bordrolarda görünen fiili çalışma süresine göre belirlendiği anlaşılan % 14 kısa çalışma primi alacağının günlük 7,5 saati aşan fazla çalışma süresine isabet eden kısmının da fazla çalışma ücret alacağından mahsup edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olmakla birlikte, gerek kök raporda gerekse ek raporda davacının bordrolarda görünen fiili çalışma süresine göre belirlendiği anlaşılan % 14 kısa çalışma primi alacağının günlük 7,5 saati aşan fazla çalışma süresine isabet eden kısmının fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince bozma gerekleri yerine getirilmemiş olup, Mahkemece yapılacak iş; gerekirse yeni bir bilirkişiden rapor almak suretiyle sonuca gitmekten ibarettir.
    3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. madde hükmüne göre; taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.
    Somut olayda; bozma sonrası alınan bilirkişi ek raporunun 24.11.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmakta olup, Mahkemece davalının ek rapora itiraz süresi beklenmeden 29.11.2021 tarihinde davanın sonuçlandırılması hatalıdır.
    4-İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda; davacının istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurmadığı, kök bilirkişi raporunda da alacak kalemleri yönünden faiz başlangıç tarihlerinin belirtilmediği ve davacı tarafın bu konuda açık itirazda bulunmayarak davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağına dava ve ıslah tarihine göre faize hükmedilmiştir.
    Dairemiz bozma ilamında konuyla ilgili olarak, İlk Derece Mahkemesi tarafından fazla çalışma ücreti alacağına bilirkişi raporunda belirlenen ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, bilirkişi raporunda bu yönde bir belirleme olmadığından, kararın bu yönüyle infaza elverişli olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda bozma öncesi verilen hükmün faiz yönünden infaza elverişli olmama hali mevcut olup, davalı lehine usuli kazanılmış haktan bahsedilemez. Dava konusu fazla çalışma ücreti yönünden toplu iş sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca ödeme (temerrüt) tarihleri belirlenerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece fazla çalışma ücreti alacağına davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle dava ve ıslah tarihine göre faiz işletilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine 22.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi