11. Hukuk Dairesi 2019/3663 E. , 2020/1263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/05/2017 tarih ve 2012/532-2017/606 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili, davalı ... ve davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı... Orman Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait emtianın taşıyıcı davalı ... Ulus. Taş. Oto. Tic. ve San. A.Ş. tarafından Eskişehir’den Kayseri’ye nakliyesi sırasında davalı ...’in maliki, davalı ...’ın sürücüsü, davalı ... Sigorta A.Ş."nin trafik sigortacısı olduğu aracın, emtianın taşındığı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında sigortalı emtianın zarar gördüğünü, zararın 29.12.2004 tarihli ibraname ile sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, 4.860,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin ... Ulus. Taş. Oto. Tic. ve San. A.Ş.’ye toplam 5.500.- YTL ödeme yaptığını, sorumluluklarının sigorta limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 96 maddesi uyarınca zarar görenlerin tazminat alacaklarının sigorta sözleşmesinden öngörülen limiti aşması halinde zarar görenlerin her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının toplam tazminat alacakları oranına göre belirleneceği, bu durumda garameten paylaştırılması gerektiği, yapılan paylaştırma sonucu anılan davalının toplam 4.761,31 TL ödeme yapması gerektiği, ancak davalı sigortacı iki aracı toplam limiti olan 5.500,00 TL"sini ödemekle poliçe limiti tamamen ödenmiş olması sebebi ile sorumluluğu kalmadığının anlaşıldığı, diğer davalılar bakımında dava konusu zarardan sorumlu oldukları gerekçesi ile davalı ... Sigorta AŞ hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne, 4.860,00 TL"nin 29.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte işbu davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı ..., davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazına gelince, mahkemece evvelce verilen 11.07.2006 tarih 2005/639 E. 2006/772 K. sayılı karar ile anılan davalının sorumluluğu bulunmadığından bahisle bu davalı bakımından açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinince yapılan temyiz istemi üzerine Dairemizin 10.12.2007 tarih 2006/13104 E. 2007/15644 K. sayılı kararı ile anılan davalıya yönelik temyiz itirazların reddine karar verilerek anılan davalı bakımından verilen karar bozma ilamı dışında bırakılmıştır. Mahkemece, bozma ilamına uyulmakla yapılan yargılama neticesinde anılan davalı da sorumlu tutularak 4.860,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, bir mahkemenin bozma kararına uyması sonucunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı olması usulü müktesep hakkın ihlalini teşkil edecek olup bu hakkın ihlali münhasıran bozma sebebi teşkil eder. Somut olaya gelindiğinde ise, anılan davalı bakımından verilen red kararı bozma ilamı dışında bırakıldığından anılan davalı bakımından usulü müktesep hak oluşmuştur. Bu itibarla usulü müktesep hakkın ihlalini teşkil edecek şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle kararın bu yönden davalı ... A.Ş. yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davalı ...’in temyiz itirazına gelince; mahkemece evvelce verilen 11.07.2006 tarih 2005/639 E. 2006/772 K. sayılı karar davalı ... tarafından temyiz edilmediğinden anılan davalı yönünden kesinleşmiştir. Bu itibarla anılan davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde yeniden hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden de davalı ... yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı ... A.Ş. yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 23,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı ... ve davalı şirkete iadesine, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.