13. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3783 Karar No: 2020/1775 Karar Tarihi: 10.02.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/3783 Esas 2020/1775 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2017/3783 E. , 2020/1775 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı şirket vekili, 27.06.2014 tarihli konut için kullanım sözleşmesi ile ...Maçlarının izlenmesine yönelik davalının bireysel abonelik yaptırdığını, bu süreçte davalının aboneliğe aykırı kullanımının tespit edildiğini, sözleşmenin 7.maddesinde düzenlenen cezai şart maddesine istinaden başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibe yapılan itirazın 2.232,00 TL üzerinden iptaline ve takibin bu değer üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "bu kanun her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olay değerlendirildiğinde, taraflar arasında yapılan sözleşme konut içi kullanım sözleşmesi olup, davalının bu hukuksal ilişki kapsamında tüketici konumunda olduğu ve bu itibarla davaya bakmanın Tüketici Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı tüketici aleyhine olacak şekilde harçlandırma yapıldığı ve yine AAÜT hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen davalarda takdiri gereken maktu vekalet ücretine hükmedildiği görülmekle, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmadığı sonucuna varılmaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. O halde mahkemece, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması ya da ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde genel mahkeme sıfatıyla davaya bakılıp sonuçlandırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.