23. Hukuk Dairesi 2017/1340 E. , 2017/1762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden pasif husumet nedeniyle reddine, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ..."ün sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda dava dışı ...."in vefat etmesi nedeniyle müvekkilince ödenmek zorunda kalınan tazminatın, adı geçen davalıdan rücuen tahsili için..... İcra Müdürlüğü"nün 2010/19418 E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde davalı ..."ün vefat eden babasından kalan taşınmazın adı geçen davalı adına tescili hususunda icra müdürlüğünden yetki alındığını, bu yetkiye binaen davalı ..."ün babasından kalan taşınmazın adı geçen davalı ve diğer davalı mirasçılar adına tescilinin gerektiğini ileri sürerek, .... İli, .... Mahallesi, ....parselde kayıtlı 3 numaralı bağımsız bölümün davalılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ..., davacı alacaklı vekiline verilen yetki belgesinde kendi adlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekiline, davalı ..."ün tebligata yarar açık adresini bildirmesi için, meşruhatlı davetiye gönderilerek bir haftalık kesin süre verilmesine rağmen süresi içinde adresin bildirilmediği, Ankara 4. İcra Müdürlüğü"nce davacı vekiline verilen yetki belgesinde sadece davalı ... yönünden yetki verildiği, bu davalılar yönünden verilmiş bir yetki bulunmadığı gerekçesiyle, davanın, davalı ... yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, İİK"nın 94. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı ... hakkında yürütülen icra takibi kapsamında, adı geçen davalıya mirasbırakanından kalan 11 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün davalı adına tescili talebinde bulunmak üzere İİK"nın 94. maddesi uyarınca yetki alındığı, buna binaen davacı vekilince davalı ... ile mirasçı olan diğer davalılar aleyhine davanın yöneltildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı ... ile diğer mirasçılara da davanın yöneltilmesi, bu davalıların yasal hasım olması nedeniyle zorunludur. Her biri hakkında ayrı yetki alınmasına gerek bulunmadığı gibi icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle onlar hakkında yetki alınmasına da imkân bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, ... dışındaki davalıların yasal hasım olduğu ve onlar hakkında bir yetki belgesi alınmasına icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle imkân da bulunmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı vekilinin HMK"nın 119/1. maddesi hükmüne uygun olarak dava dilekçesinde davalı ..."ün T.C. kimlik numarasını belirtip, ayrıca tespit ettiği bir adresi de bildirilmek suretiyle davalı adresini tespiti mümkün olacak şekilde bildirdiği, bu adrese gönderilen tebligatın iade edildiği, bunun üzerine mahkemece, davacı tarafa adı geçen davalının adresinin bildirilmesi için kesin süre verildiği, davacı vekilince bir adres bildirilmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, HMK"nın 119. maddesinde dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanması gereken usul kuralları düzenlenmiş ise de, somut olayda davacı vekilinin HMK"nın 119/1. maddesi hükmüne uygun olarak dava dilekçesinde davalının T.C. kimlik numarasını belirtip ayrıca tespit ettiği bir adresi de bildirilmek suretiyle davalı adresini tespiti mümkün olacak şekilde bildirdiği, kaldı ki dava dilekçesinde sadece T.C. kimlik numarasına yer verilmiş olsa dahi mahkemece davalının yerleşim yeri adresine ulaşılabileceği, ayrıca icra dosyasında tebligat yapıldığı, gerekçeli kararın da TK"nın 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği nazara alındığında, davalı adresinin bu hususlar nazara alınarak belirlenmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.