Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/10375
Karar No: 2012/888

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/10375 Esas 2012/888 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/10375 E.  ,  2012/888 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 31.03.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir
    Somut olayda; Köy Hizmetleri Konya İl Müdürlüğü işyeri işçilerinden..... yakınlarında askeri atış poligonu yolu ile ilgili stablize malzemenin taşınmasında görevlendirilmiş olması sebebiyle, 31.03.2000 günü, şoförlüğünü yaptığı işyerine ait .....plakalı damperli kamyonla, saat 16:00 sıralarında poligondan Konya - Karaman yolu istikametine boş olarak malzeme almaya giderken, karşı yönden gelmekte olan sürücü .... sevk ve idaresindeki....ait .... plakalı çekici ve arkasındaki ....plakalı dorseden oluşan tır aracından, dorsenin sağ yan kapak babasının yerinden fırlayarak, kullandığı aracın ön camına çarpıp oradan da içeri girerek başına isabet etmesi sebebiyle vefat ettiği kazada vefat eden ..... desteğinden yoksun kalan yakınlarına peşin sermaye değerli gelir bağlandığı anlaşılmaktadır
    ...... Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/108 Esas 2005/103 K. sayılı davasında alınan Adli Tıp raporunda, ..... 8/8 oranında kusurlu olduğuna karar verilmiş, dosya ile ilgili ..... Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasında sanıkların cezalandırılmasına karar verilmiş daha sonra Yargıtay 9.Ceza Dairesi"nin 21.11.2007 tarih ve 2007/9843 Esas 2007/8406 Karar sayılı ilamı ile davanın zamanaşımı yönünden düşürülmesine karar verilmiştir.
    Dosya içerisindeki İTÜ öğretim üyeleri tarafından hazırlanan 01.02.2001 tarihli raporda; sürücü ..."nun 4/8 oranında kusurlu olduğu, aracın yükünün emniyetinden sorumlu diğer şahısların 2/8 oranında kusurlu olduğu, kaçınılmazlık faktörünün 2/8 oranında etkili olduğu bildirilmiştir.
    Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nin 31.01.2002 tarihli raporunda; sürücü ..."nun 2/8 oranında,..."in 2/8 oranında ... 2/8 oranında, olumsuz tesadüfi şartın 2/8 oranında etkili olduğu bildirilmiştir.
    Mahkemece alınan, 07.11.2005 tarihli üçlü bilirkişi raporunda; ..... Genel Müdürlüğünün olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davalı şoför ... ile, muteveffa işç.....olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
    Dosya içerisindeki kusur raporlarının, çelişkili olması nedeniyle, söz konusu çelişkinin giderilmesi bakımından dosya mahkemece .... Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, .... Adli Tıp Kurumunun 03.06.2008 tarihli bilirkişi raporunda; DSİ"nin %75 oranında kusurlu olduğu, davalı .....%25, ..."in %25 ve ..."nun %25 kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür
    Mahkemece; alınan rapor arasında çelişki olduğu gerekçesiyle 2. bir bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, ortada kesinleşmiş bir ceza davası olmadığından 2.bilirkişi incelemesine aslında gerek olmadığı, bu raporda davalılar ..., ... ve....için %25"er oranında kusur belirlendiği, mahkemece, daha sonra ..... istenen belgelere ve ..... gelen 14.04.2009 günlü cevap yazılarına göre, başşoför ..."nin o günkü görev dağılımında ağır vasıtalardan görevli olmadığı, bu nedenle, kazaya karışan araçla alakalı bakım, gözetim ve denetim görevinin bulunmadığı, ..."in ise, işletme şefi değil işletme mühendisi olduğu, görev ve sorumlulukları içinde kazaya karışan araçla ilgili bakım, gözetim ve görev ve denetim ihmali ve kusuru olmadığının bildirildiği, bu durumda, davalılar ... ve ..."ye sorumluluk yüklenemiyeceği, ilk alınan bilirkişi raporunun olayın oluşumuna daha uygun olduğu, ayrıca bu raporun Yargıtay incelemesinden de geçerek, raporun dayanak yapıldığı kararın kesinleştiği, tarafları aynı olmasada, aynı olaya ilişkin olarak yapılan yargılama sonucunda, verilen kararın taraflar için kuvvetli delil teşkil edeceği kanaatiyle davalı ... Müdürlüğünün %100 kusurlu kabul edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, bu tür davalar kusur sorumluluğu esasına dayanmaktadır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda raporda tartışılması gerekir. İşverenin tamamen kusursuz kabul edilebilmesi için ise, anılan madde gereğince işyerindeki işçilerin sağlığı ve iş güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almak, uygun çalışma ortamı hazırlamak, araçları noksansız bulundurmak, işçileri etkin bir biçimde denetlemek, gözetlemek, bütün yükümlülükleri özenle yerine getirme gerekir. Kaçınılmazlıktan ise, işveren tarafından tüm bu önlemler alındığı ve kazalı da, bu önlemlere uyduğu halde kaza meydana gelmişse söz edilebilecektir. “Kaçınılmazlık, sosyal sigortalar uygulamasında, hukuksal ve teknik anlamda, olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan bilimsel ve teknik tüm önlemlere rağmen zararın meydana geldiği ve önlenemediği durumları anlatan bir kavram….... olup; bu halin kabulünün koşulu, “…vuku bulan olaya karşı koyulmazlık hali ve her türlü tedbirin alınmasına rağmen gerçekleşmesi önlenemeyen ve objektif bir kaçınılmazlık durumunun söz konusu olmasıdır.
    Kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümleri; işyerleri ve eklerinde bulunması gereken sağlık şartlarını, kullanılacak alet, makineler ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek hastalıklara engel olarak alınacak tedbirleri, aynı şekilde işyerinde iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirtmektedir. Burada amaçlanan yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin vücut tamlığı ve yaşama hakkının önündeki tüm engellerin giderilmesidir.
    Uygulamada önemli olan, işverenin iş kazasına neden olmuş hareketinin işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bulunup bulunmadığının tespiti işidir.
    Bu konuda yapılacak ilk yargı işlemi, mevcut hükümlere göre alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti işidir. Mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat, alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti zorunluluğu açıktır. Bunların işverence tam olarak alınıp alınmadığı (=işverenin koruma tedbiri alma ödevi), alınmamışsa zararın bundan doğup doğmadığı, duruma işçinin tedbirlere uymamasının etkili bulunup bulunmadığı (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranı saptanacaktır.
    Sorumluluğun saptanmasında kural, sorumluluğu gerektiren ve yasada belirlenmiş bulunan durumun kendi özelliğini göz önünde bulundurmak ve araştırmayı bu özelliğe göre yürütmektir.
    Mahkemece, iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, yukarıda sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında yapılacak incelemeyle; mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp, alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı yönlerinin yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, kaçınılmazlık faktörünün de olayda etkili olup olmadığı ve tüm çelişkiler giderilerek karar verilmesi gerekirken ,Mahkemece, kusur aidiyeti konusunda eksik ve yetersiz incelemeye dayalı kusur raporu esas alınmak suretiyle sonuca varılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum ile, davalılarda ..... Genel Müdürlüğü vekillerinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.








































    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi