23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4940 Karar No: 2015/4966 Karar Tarihi: 12.10.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4940 Esas 2015/4966 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2015/4940 E. , 2015/4966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın ... plakalı aracını haricen ... isimli kişiye sattığı, bu aracı bir müddet kullanan ...’ın bahse konu aracı katılan ...’a 4650 TL bedel mukabilinde haricen sattığı, katılanın aracın devrini üzerine almak üzere aracın tescil maliki olan sanığın davet etmesi üzerine yanına gittiği, sanığın da katılana hitaben ... isimli kişinin kendisine araç satımından ötürü borcu olduğunu o parayı alınca aracı kendisine teslim edeceğini söyleyerek aracı yanında alıkoyduğu, ancak bir hafta sonra aracı üçüncü bir kişiye satarak devrettiği ve bu suretle sanığın hileli hareketlerle katılanı kandırarak haksız menfaat temin ettiği iddia ve kabul olunan olayda; Sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu teşkil ettiğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın aracı haricen satıp teslim ettiği ... ile arasındaki borç ilişkisi bakımından bağımsız konumda bulunan katılandan aracı alarak kısa bir müddet sonra üçüncü bir kişiye satıp devretmiş olması karşısında; sanık, katılan ve dosyada tanık olarak dinlenen ... arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf mahiyeti taşıdığından bahisle dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği yönündeki tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, Ancak ; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 200 gün olarak tayin edilmesi, öte yandan sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi aşamasında uygulama maddesi olan TCK 50. maddesinin kararda gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "200 GÜN", "166 GÜN" ve "3320 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "80 TL" ibarelerinin; ayrıca hüküm fıkrasında yer alan “Hapis cezası yönünden” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK 50/1-a ve” ibaresi eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.