Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/1729 Esas 2014/4041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1729
Karar No: 2014/4041

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/1729 Esas 2014/4041 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/1729 E.  ,  2014/4041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 24/04/2012
    NUMARASI : 2011/199-2012/169

    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı işveren, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
    Somut olayda, davalı şirket adına çıkartılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinden, tebligatın "evrak memuru Aysel Çelik" imzasına 20.04.2011 tarihinde tebliğ edildiğinin şerh edildiği görülmektedir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri ile tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan mülga Tebligat Tüzüğü"nün 17. ve 18/1 maddelerinde, tüzel kişilere yapılacak tebliğin yetkili temsilcisine yapılacağı, tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişilerin, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğin, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı düzenlenmiştir. Tüzüğün 18/2. maddesinde ise, "... Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilâtı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı, tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır." hükmü düzenlenmiştir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, dava dilekçesinin tebliğine dair düzenlenen tebliğ mazbatasının, 7201 sayılı Kanun"un 12. ve 13. maddeleri ile tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü"nün 17. ve 18. maddeleri uyarınca, muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığına dair bir meşruhatı içermemesi nedeniyle tebliğin usulsüz olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Anılan nedenle, davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmayarak taraf teşkili sağlanmadan davaya devam edilmesi ve hüküm verilmesi hatalı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.