
Esas No: 2022/1600
Karar No: 2022/2224
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1600 Esas 2022/2224 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1600 E. , 2022/2224 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin aylık ücretlerinin ödenmemesi üzerine bu konu hakkında işverene sözlü olarak başvurduğunu, en sonunda da işten çıkarıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü hakkında verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/21162 esas ve 2019/6484 karar sayılı 25.03.2019 tarihli kararı ile “…Davalı tarafından, tahkikat sonuçlanmadan evvel 09.10.2014 tarihli dilekçeler ile davacının hizmet döküm cetvelinde işvereni olarak gözüken ... Çelik Konstrüksiyon Galvaniz İş Makinaları İnşaat Taah. Tic. ve San. A.Ş. ve ... Enerji Taah. Tic. ve San A.Ş.'ye usulüne uygun olarak davanın ihbarı talebinde bulunulmasına karşın, söz konusu talebin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekten, davanın davacının çalıştığı şirketlere ihbar edilmesi ve ihbar olunan şirketlerin davacının çalışma şartları ve ödemeler konusunda belgeler ibraz etmesi halinde talep edilen işçilik alacaklarının hesaplanmasında bu belgelerin dikkate alınacağı düşünüldüğünde, davanın anılan şirketlere ihbarında zorunluluk bulunmaktadır. Davalının bu talebini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 61. maddesinde öngörülen sürede, tahkikat sonuçlanmadan, Mahkemeye ilettiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece, davanın ihbarı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması isabetsizdir.(…)Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 4.000,00 TL fazla çalışma ücreti, 100,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve 300,00 TL kullandırılmayan ve karşılığı ödenmeyen yıllık izin ücretinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle kısmi dava açmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan sonra ıslah dilekçesi vererek talep miktarını artırmıştır. Davacı belirsiz alacak davası açmadığı gibi, davasının belirsiz alacak davası olduğuna dair bir iddiası ve talebi de bulunmadığı halde, mahkemece alacak kalemlerinin belirsiz nitelikte olduğu gerekçesiyle talep dışına çıkılarak davanın belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılması hatalı olmuştur. Bu itibarla, mahkemece kıdem tazminatı haricindeki alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi, ayrıca davalı yanca süresinde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerekir.(…)Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre aylık brüt 1.676,21 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek hesaplamalar yapılmış olup bu doğrultudaki ıslah nazara alınarak hüküm kurulmuştur. Bu itibarla; gerekçeli kararda, davacının kurum kayıtlarına göre aylık brüt 1.666,21 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edildiğinin belirtilmesi maddi hata niteliğinde olup bozma sebebi yapılmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre aylık brüt 1.676,21 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek hesaplamalar yapılmış olup bu doğrultudaki ıslah nazara alınarak hüküm kurulmuştur. Bu itibarla; gerekçeli kararda, davacının kurum kayıtlarına göre aylık brüt 1.666,21 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edildiğinin belirtilmesi maddi hata niteliğinde olup bozma sebebi yapılmamıştır.
3-Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi H.M.K.'nda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, mahkemece tesis edilen ilk karar, Dairemiz tarafından; "Bu itibarla, mahkemece kıdem tazminatı haricindeki alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi, ayrıca davalı yanca süresinde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerekir." gerekçesi ile bozulmuştur. Ancak bozmaya uyulmasına rağmen, fazla mesai alacağı yönünden dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz verilmesi gerekirken alacağın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faiz verilmiştir. Mahkemece bu şekilde bozma gereğinin yerine getirilmemesi hatalıdır.
Ayrıca aleyhine hüküm kurulan tarafın kanun yoluna başvurmaması halinde diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur. Mahkemece bozma sonrası yeniden kurulan hükümde, ilk karar sadece davalı tarafından temyiz edildiğinden, fazla mesai ücreti miktarı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın gözden kaçırılması da hatalıdır.
Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de, belirtilen hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının 5 numaralı bendinde yer alan “12.032,90 TL net fazla çalışma ücretinin; dava tarihi olan 03/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine” sözcüklerin çıkarılarak yerine “10.347,08 TL net fazla çalışma ücretinin; 4.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 03/09/2014 tarihinden, bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 02/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.