13. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/6605 Karar No: 2018/12012 Karar Tarihi: 11.12.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/6605 Esas 2018/12012 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2018/6605 E. , 2018/12012 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile 1-..., 2-... vekilleri avukat ... aralarındaki dava hakkında ... Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinden verilen 17/09/2018 tarih ve 2018/273-2018/1347 sayılı hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu.
K A R A R
Dava, zilyetlik devir sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının bozulması talebiyle istinaf kanun yoluna müracaat edilmiş; ... Adliye Mahkemesi ....Hukuk Dairesi 17.09.2018 tarih 2018/273 E., 2018/1347 K. sayılı ilamı ile davacı vekilinin talebi reddedilmiş; verilen bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, 353/1-a maddesinde istinaf incelemesi sonucunda kesin olarak verilecek kararlar, 361 ve 362. maddelerinde ise temyiz edilebilecek ve temyiz edilmeyecek kararlar belirlenmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesi"nin ilgili dairesince verilen kararının, temyizi kabil olup olmadığının bu düzenlemeler kapsamında açıklığa kavuşturulması gerekmiştir. HMK 353/1-a/6. maddesinde mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde, bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çerçevesinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği belirtilmiştir. HMK 362/1-c maddesinde de; yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarına çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden; HMK"da bölge adliye mahkemesine dosyayı asıl görevli mahkemeye gönderebilme ve uyuşmazlık çıkması halinde de kesin olarak çözümleyen karar verme yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yasada görev hususunun en geç bölge adliye mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği açıkça görüldüğünden, görev hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına karşı özellikle 362/1-c madde hükmü de gözetildiğinde temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada verilen görevsizlik kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince, başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesinin görev hususunu çözümler nitelikteki kararı kesin olup temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere görevle ilgili bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.