19. Hukuk Dairesi 2016/7422 E. , 2017/2933 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı arasında 05/02/2009 tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 02/05/2012 tarihli 100.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, 05/02/2009 tarihli sözleşmenin davalı tarafından müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, müvekkili bankaya herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalılar aleyhine 2013/360 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu , davalının itirazının yersiz ,kötü niyetli olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesinde geçen hususları kabul etmediğini, kefil sıfatıyla imzalamış bulunduğu sözleşmeye konu çekilen kredi ve çek karnesi bedellerinin asıl borçlu tarafından ödendiğini, davaya konu borcun 02/05/2012 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ve bu sözleşmede kendisinin imzasının olmadığını ,ayrıca borca konu olan çeklerin şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra kullanıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına göre ; davacı banka ile dava dışı arasında 05/02/2009 tarihli ve 100.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi düzenlendiği, davalı ... ve dava dış bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, yine davacı banka ile dava dışı arasında 02/05/2012 tarih ve 100.000,00 TL limitli yeni bir Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, dava dışı Murat Karabaş"ın bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 05/02/2009 tarihli sözleşme kapsamında dava dışı borçlu şirkete ait 80498624 nolu hesap hareketlerinde 02/05/2011 tarihinde 03/05/2011 valörüyle 198443021509 nolu 30.000,00 TL kredisi kullandırılarak hesabına alacak kaydedildiği, daha sonra aynı sözleşme kapsamında 03/11/2011 tarihinde 04/11/2011 valörüyle 200290716352 nolu 30.000,00 TL kredisi kullandırıldığı ancak bu kredinin şirket hesabına alacak kaydedildiğine dair bir kaydın dosyaya ibraz olunmadığı, davacı tarafça dava dışı borçlu şirkete teslim edilen çeklerden 5941 Sayılı Çek Kanunu uyarınca çek yaprağı bedelleri için çek hamillerine ödeme yapılan 07107807, 07107809, 07107808, 06083009, 5278571 ve 06083010 nolu çek yaprakları için ödenen tutarların icra takibinde talep edilen alacak tutarına eklendiği, dosyaya ibraz edilen asıl borçlu şirkete ait 80498624 nolu hesaba ilişkin kayıtlardan kredi borcunu 08/05/2012 tarihinde kat edilmesinden sonra 13/11/2012 tarihinde 13/11/2012 valörüyle söz konusu hesaba yapılan 878,30 TL havalenin krediye ilişkin tasfiye hesaplarına alacak kaydedilerek asıl borçludan tahsil edildiği, davacı banka tarafından dava konusu 6083002, 07341121, 07341119, 07341116 , 07341112, 07107811 ve 5278567 nolu çek yaprakları için takip tarihi itibariyle hamillerine ödeme yapılmadığından bu çekler ile keşideci elinde bulunan çekler yönünden gayri nakdi kredi kapsamında depo talep edildiği, faiz yönünden davacı tarafın icra takibinde 6.264,33 TL işlemiş faiz talep ettiği ve fakat davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 6.109,83 TL olduğunun anlaşıldığı, belirtilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Dava Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayrı nakdi alacağın tahsiline yönelik yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporu dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda alınmış olup,içerik olarak yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli değildir. İcra takibine konu kredinin ve gayrı nakdi depo istemine konu çeklerin hangi sözleşmeden kaynaklandığı mahkemece tespit edilmemiştir. Yine sözleşmede müteselsil kefil olan davalının gayrı nakdi alacaktan sorumlu olabilmesi için sözleşmede özel hüküm olması gerekir,mahkemece bu husus üzerinde de durulmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş banka kayıt ve defterleri üzerinde yerinde bankacı uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak icra takibine konu nakdi ve gayrı nakdi alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit ettirilerek ayrıca taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerin gayrı nakdi alacak için sorumlu olduklarına dair özel bir hükmün bulunup bulunmadığının üzerinde durularak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlara uyulmaksızın yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.