Esas No: 2018/1146
Karar No: 2021/4195
Karar Tarihi: 07.12.2021
Danıştay 13. Daire 2018/1146 Esas 2021/4195 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1146
Karar No:2021/4195
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı (... Kurumu)
VEKİLİ : Av.
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Gıda ve Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şeker pancarı, kuru üzüm ve kuru incirden fruktoz ve glukoz üretmeyi planlayan davacı şirketin anılan ürünlerinin 4634 sayılı Şeker Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde tanımlanan şeker türleri arasında olduğuna yönelik tesis edilen Şeker Kurulu’nun (Kurul) ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından, şeker pancarı, kuru üzüm ve kuru incirden fruktoz ve glukoz üretimi yapan davacı şirket hakkında düzenlenen kapasite raporu taslağıyla ilgili olarak davalı idareden ... tarih ve ... sayılı yazı ile görüş talep edildiği, davalı idare tarafından anılan taslağın incelenerek ... tarih ve ... sayılı işlemle görüş verildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; dava dosyasında bulunan tüm bilgi ve belgeler ile mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, TOBB tarafından istenen görüş üzerine tesis edilen dava konusu işlemde, davacı şirketin ürettiği ürünlerden Şeker Kanunu kapsamında olanların yalnızca yurt dışına ihraç edilebileceği ve yurt içinde pazarlanamayacağı yönünde görüş verildiği, bu hususun davacı şirketin iddia ettiği üzere ürettikleri tüm ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında olduğuna ilişkin kesin bir karar niteliğinde olmadığı, 4634 sayılı Kanun'un, davalı idareye, sektörle ilgili kararlar almak, uygulamak, uygulamayı denetlemek ve sonuçlandırmak konularında görev ve yetki verdiği, bu durumda, davacı şirketin ürettiği ürünlerden Şeker Kanunu kapsamında olanların yalnızca yurt dışına ihraç edilebileceği yönünde görüş verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'nce; şeker pancarı, kuru üzüm ve kuru incirden fruktoz ve glukoz üretimi yapan davacı şirket tarafından kapasite raporunun onaylanması için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne başvurulduğu, anılan Birlik tarafından, kapasite raporu taslağının ... tarih ve ... sayılı yazı ekinde Şeker Kurumu'na gönderildiği ve kapasite raporunun incelenerek uygunluğu hususundaki görüşlerinin bildirilmesinin istenildiği, Şeker Kurulu'nca anılan taslağın incelenerek ... tarih ve ... sayılı dava konusu işlemle, şirketin bir önceki ... tarih ve ... sayılı kapasite raporunun, şirketin üreteceği ürünleri şeker olarak adlandırmaması, "şeker pancarı suyu konsantresi", "kuru üzüm suyu konsantresi" ve "kuru incir suyu konsantresi" olarak adlandırması nedeniyle TOBB tarafından Şeker Kurumu’nun görüşü alınmaksızın onaylanmış olduğu, ancak bu defa üretilecek ürünlerin "şeker pancarı fruktoz ve glukozu", "kuru üzüm fruktoz ve glukozu" ve "kuru incir fruktoz ve glukozu" olarak gösterildiği, Şeker Kanunu'nun 2/e maddesindeki şeker tanımına göre, sakaroz, glukoz, izoglukoz (fruktoz içeren ürün) ve ünilin şurubu formları (katı ve sıvı) ile bunların karışımlarının şeker olduğu, davacı şirketin kapasite raporu taslağında belirttiği bu ürünlerin şeker türleri arasında olduğu, şirketin Şeker Kanunu kapsamında kota tahsisi için başvuruda bulunmadığı, ülkemizde kurulu toplam şeker kapasitesi ve talep verileri göz önünde bulundurulduğunda yeni kapasiteye ihtiyaç bulunmadığından kota tahsis edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla yurt içine arz etmek üzere talep konusu şeker türlerinin üretilemeyeceği, bu nedenle kapasite raporu taslağının, "adı geçen şirket tarafından üretilecek ürünlerden 4634 sayılı Şeker Kanunu kapsamına giren ürünlerin tamamı yurt dışına ihraç edilmek (ihracat ve dâhilde işleme rejimi vb. mevzuat çerçevesinde) üzere üretilebilecek ve hiçbir surette yurt içine pazarlanamayacaktır." ve "Şeker Kanunu kapsamındaki tüm ürünlerin üretim ve satış miktarlarının her bir ürüne ayrı ayrı olmak üzere, kütlesel debimetrelerle ölçülmesine ve raporlanmasına imkân tanıyacak şartlar oluşturulacaktır." şerhlerinin yer alması koşuluyla düzenlenebileceği hususunun TOBB'a bildirildiği, bunun üzerine TOBB tarafından, kapasite raporuna anılan şerhler düşülmek suretiyle ... tarih ve ... sayı ile onaylandığı, davacı tarafından, kapasite raporunda üreteceklerini belirttikleri ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında şeker olmadığı ileri sürülerek Kurul'un anılan kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
Dava konusu işlemin, davacı şirketin üreteceğini bildirdiği ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında şeker olduğundan hareketle tesis edildiği, uyuşmazlığın çözümünün, anılan ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında şeker olup olmadığının tespitine bağlı olduğu, bu husus da yargıcın hukuk bilgisinin dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, önce Dairenin 10/05/2017 tarihli ara kararıyla, “Davacı şirketin ürettiği ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında olduğuna ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının Danıştay 13. Dairesi’nce, "Henüz Kanun kapsamında sayılabilecek bir ürün tespiti yapılmadan, davacının ürettiği ürünün şeker olup olmadığı konusunda araştırmanın devam ettiği bir aşamada, ilgili ürünü ve işletmeyi Kanun kapsamına almaya yasal olanak bulunmadığı" gerekçesiyle bozulduğu dikkate alındığında, Şeker Kurumu tarafından, anılan bozma kararında devam ettiği belirtilen araştırmanın sonucunda elde edilen bilgilere ilişkin bir rapor düzenlenip düzenlenmediği, düzenlendiyse buna ilişkin rapor ve varılan sonuç üzerine alınan kararın birer örneğinin istenilmesine, ayrıca anılan bozma kararına uyulmak suretiyle verilen iptal kararının gerekçesi doğrultusunda, yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla davalı idarece davacı şirketin ürettiği ürünlere ilişkin olarak herhangi bir inceleme ve araştırma yapılıp yapılmadığının sorulmasına” karar verildiği, davalı idarenin 30/05/2017 tarihinde kayıtlarına giren cevabında, davacının üretim yapmaması nedeniyle numune bulunmadığı ve numune verilmemesi nedeniyle inceleme yapılmadığının belirtildiği, bunun üzerine, Dairenin 23/06/2017 tarihli ara kararıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 22/09/2017 tarihinde bilirkişi heyetinden, "Davacı şirketin 26/12/2014 tarihli kapasite raporundaki şeker pancarı, kuru üzüm ve kuru incirden "Şeker pancarı konsantresi üretimi ve şeker pancarından fruktoz ve glukoz üretimi, meyve konsantresi üretimi ve meyvelerden fruktoz ve glukoz üretimi" konulu üretiminin Şeker Kanunu'nun 2. maddesinin (e) bendinde belirtilen "Şeker” tanımı kapsamında olup olmadığının" davacı ve davalı iddialarıyla dosyadaki bilgi ve belgeler de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilerek hazırlanacak raporun sunulmasının istenildiği, 20/10/2017 tarihinde Daire kaydına alınan bilirkişi raporunda, "Davacı firma bünyesinde pancardan sakaroz eldesine yönelik bir prosesin olmadığı, firmanın ürünleri arasında Şeker Kanunu kapsamında yer alan pancar veya kamıştan üretilen kristal hâldeki sakaroz tanımına uygun bir ürün bulunmadığı, firmada nişasta kökenli herhangi bir üretimin de mevcut olmadığı, firmanın hammadde olarak kullandığı şeker pancarı, kuru üzüm, kuru incirden glukoz ve/veya fruktoz üretiminin mümkün olduğu, ancak invert şeker, kristallendirilmiş sakarozun enzim veya asit hidrolizi ile glukoz ve fruktoza kısmen indirgenmesinden elde edilen bir karışım olduğu için firmanın kullandığı bahsi geçen meyvelerden elde edilen glukoz ve fruktoz karışımının invert şeker tanımı dâhilinde düşünülemeyeceği, Şeker Kanunu’ndaki bir diğer tanımın da "sakaroz veya invert şeker veya her ikisinin karışımının suda çözünmesinden meydana gelen şeker çözeltisi ve invert şeker şurubu" olduğu, firma bünyesinde sakaroz veya invert şeker üretimi bulunmadığı için bunların karışımının da söz konusu olmadığı, dolayısıyla firmanın ürünlerinin bu tanıma da uymadığı, sonuç olarak davacı firmanın ürettiği ürünlerin 4634 sayılı Kanun kapsamına girmediği” tespitlerine yer verildiği,
Davalı idare tarafından anılan rapora itiraz edilmesi ve raporun Dairece davalı idare itirazıyla birlikte incelenmesi üzerine 06/11/2017 tarihli ara kararı ile, davalı idarenin itirazıyla birlikte rapor kapsamındaki hususların ek rapor ile açıklığa kavuşturulmasının istenildiği, bunun üzerine hazırlanan 20/11/2017 tarihli ek raporda, “Şeker Kanunu ve Türk Gıda Kodeksi Şeker Tebliği’nde (Tebliğ No:2006/40) yapılan tanımlar dikkate alındığında, meyveden (incir ve üzümden) elde edilen glukoz ve fruktoz karışımının, hammadde olarak sakaroz kullanılmadığı için invert şeker olarak değerlendirilemeyeceği, Şeker Kanunu'nda glukoz ve fruktozun üretileceği hammaddelerin açıkça tanımlandığı, firmanın üretmek istediği nihaî ürün glukoz, fruktoz veya bunların karışımı olmasına rağmen firmanın kullanmak istediği hammaddeler (incir, üzüm) dikkate alındığında Şeker Kanunu kapsamındaki hammaddeler ile aynı olmadığı, bu sebeple incir ve üzümden üretilecek ürünlerin Şeker Kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceği, Şeker Kanunu'na göre şeker pancarının kullanılabilecek hammaddelerden biri olduğu, ancak Kanunda şeker pancarından elde edilecek ürünlerin kristallendirilmiş sakaroz, bu sakarozun suda çözündürülmüş hâli ve bu sakarozdan elde edilen invert şeker olduğunun belirtildiği, yani şeker pancarı hammadde olarak kullanılacaksa öncelikli olarak kristallendirilmiş sakaroz elde edilmesi gerektiği, firmanın üretmek istediği şeker pancarının fruktoz ve glukozunun kristallendirilmiş sakarozdan üretileceğine dair bir firma beyanı bulunmadığı" açıklamalarına yer verildiği, bu durumda, davalı idarenin itirazlarının anılan bilirkişi raporunu kusurlandıracak nitelikte bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiği sonucuna varıldığı,
Bu itibarla, davacının üreteceğini bildirdiği ürünlerin Şeker Kanunu'nun 2. maddesinin (e) bendinde belirtilen “Şeker” tanımı kapsamında olmadığı, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanun’un değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 4634 sayılı Kanun'da likit ya da kurutulmuş hâlde glukoz şurubunun nişastadan üretilmiş olması koşulunun aranmadığı, şirketin üretmeyi planladığı glukoz, fruktozun veya bunların karışımının 4634 sayılı Kanun gereği ülke içerisine satışının kota ile sınırlandırılmasının ana nedeninin, bu ürünlerin hammaddesinin nişasta olmasından değil, şekerli mamul üretiminin en temel hammaddesi olan pancar şekerinin ve nişasta bazlı şekerin arz ve talebini etkilemesi olduğu, bu nedenle şirketin üretmeyi planladığı nihaî ürün olan glukoz, fruktoz veya bunların karışımı şekerin Şeker Kanunu'nda tanımlanan şeker türleri arasında olduğu, bilirkişinin aksi yöndeki tespitlerinin yerinde olmadığı, davacının kapasite raporunda belirttiği ve üretmeyi planladığı "şeker pancarı fruktoz ve glukozu", "kuru incir fruktoz ve glukozu", "kuru üzüm fruktoz ve glukozu" ürünlerinin içerisinde yer alan glukoz ve fruktozun aynı zamanda birer nişasta bileşeni olduğu, hammaddesi farketmeksizin meyveden elde edilen fruktoz, glukoz ile mısırdan elde edilen fruktoz, glukoz bileşenleri karşılaştırıldığında analizsel ve kimyasal açıdan hiçbir fark olmadığı, ister incir ve üzümden isterse mısırdan elde edilsin üretilmesi planlanan ürünün şeker ya da şeker çözeltisi olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 72. maddesiyle 4634 sayılı Şeker Kanunu’na eklenen Ek-1. maddesinde, “Mevzuatta Şeker Kurumu’na ve Şeker Kurulu’na yapılmış olan atıflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yapılmış sayılır.”; 73. maddesiyle eklenen Geçici 9. maddesinde ise, "Şeker Kurumu bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kapatılmıştır. Kapatılan Şeker Kurumu’nun taraf olduğu davalar ve icra takiplerinde Bakanlık kendiliğinden taraf sıfatını kazanır." kuralına yer verildiğinden, kapatılan Şeker Kurumu'nun yerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın davalı sıfatıyla bakılan davada taraf olduğu; ancak 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, Tarım ve Orman Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırılmış olduğu anlaşıldığından, mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerine Tarım ve Orman Bakanlığı'nın davalı konumunda olduğu görülerek esasın incelenmesine geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ve dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalı idareye iadesine,
5. 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 07/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.