Esas No: 2021/9912
Karar No: 2022/448
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9912 Esas 2022/448 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/9912 E. , 2022/448 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, zinaya dayalı davasının reddi, yoksulluk nafakasının reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı, davalı- davacı erkek tarafından süresi içerisinde "Her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri,velâyet, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücreti" yönünden, davacı-davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla "Kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı, zinaya dayalı davasının reddi, tedbir nafakası miktarları" yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadının katılma yoluyla istinaf talebinde bulunması nedeniyle yoksulluk nafakasının reddine ve zinaya dayalı davanın reddine yönelik istinaf talebi incelenemeyeceğinden bu husustaki istinaf talebinin reddine karar verilmiş, tarafların sair istinaf itirazları ise incelenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348/1 maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. Somut olayda, her ne kadar, bölge adliye mahkemesince, davacı- davalı kadının yoksulluk nafakası yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; boşanma davası davalı- davacı erkek tarafından istinaf edildiğine göre boşanmanın feri niteliğindeki yoksulluk nafakası yönünden katılma yoluyla istinaf talebinin de esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin yoksulluk nafakası yönünden inceleme dışı bırakılması doğru olmamış, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verildi. 24.01.2022 (Pzt.)
KARŞI OY YAZI
Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün
olarak değerlendirilerek, HMK'nın 353 (1)-b maddesinde yer alan; "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)- İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3)-Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir" düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK'nın 297. ile 359.maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, ilk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle somut olayda yukarıda açıklandığı şekilde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, bölge adliye mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde bir yandan sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilirken, diğer yandan HMK'nın 353/1-b-2.maddesi gereğince bir kısım istinaf talebinin kabul edilmesi, devamında da kanunda yer almadığı şekilde ilk derece mahkemesi kararının bu bölümü ile ilgili düzeltilerek onamaya benzer şekilde yeniden hüküm kurulması doğru olmadığından ve hükmün öncelikle bu nedenle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.