Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1479
Karar No: 2022/2342
Karar Tarihi: 24.02.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1479 Esas 2022/2342 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/1479 E.  ,  2022/2342 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 25. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, duruşmalı olarak süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkette işkolu tespiti için başvuruda bulunulduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun yetki alınması usulünü emredici bir şekilde düzenlediğini, yerleşik yargı uygulamasına göre yetkiye ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğunu, yetki tespiti sürecinin ilk adımının da müvekkili şirkete ait işyeri bütünlüğünün hangi işkoluna girdiğinin belirlenmesi olduğunu, müvekkili şirkete ait işyerlerinin hangi işkoluna girdiğine ilişkin yapılmış bir işkolu tespiti bulunmadığını, şirketin 22/02/2019 tarihinde işkolu tespiti talebiyle Bakanlığa başvuruda bulunduğunu, bu nedenle öncelikle müvekkili şirket işyerlerinin hangi işkoluna girdiğinin belirlenmesi için uyuşmazlığın bekletici mesele yapılması gerektiğini, yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki işlemlerinin başlamış sayılması durumunun ancak ve ancak işyerlerinde daha önce yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesi var ise söz konusu olabileceğini, işkolunun belirlenmesi için uyuşmazlığın bekletici mesele yapılması ve çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Bu nedenle sayın Mahkemeden iş kolu tespiti sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkili şirket işyerlerinin tek bir işyeri bütünlüğünü oluşturduğunu, müvekkili şirkette çalışan işçi sayısının 1074 olup, başvuran Güvenlik-iş Sendikasının bildirilen üye sayısının 431 olduğunu, sadece bir üye fazlalığıyla Sendikanın üye sayısının % 40 olduğunu, toplu iş sözleşmesi yetkisinin işyeri veya işletme koşullarına göre verilmesinin de kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu bakımdan dava konusu somut olayda işyeri toplu iş sözleşmesi koşullarının mı işletme toplu iş sözleşmesi koşullarının mı aranacağının incelenmesinin zorunlu olduğunu, dava konusu somut olayda müvekkili şirkete ait birbirinden bağımsız, birbirinden ayrı hesapları ve ayrı kar - zarar kalemleri olan farklı işyerleri değil, tek bir işyeri bütünlüğünün söz konusu olduğunu, ortada birbirinden bağımsız işyerleri bulunmadığını, tüm operasyonun tek bir yönetim altında yürütüldüğünü, bu işyerleri arasında hem yönetim hem de amaç bakımından birlik bulunduğunu, aynı işverene ait muhtelif işyerlerinin aynı teknik amacı gerçekleştirmek üzere örgütlendiğini, bu nedenle müvekkili şirkete ait işyerlerinin bir işletme toplu iş sözleşmesi birimi oluşturmasının mümkün olmadığını, toplu İş sözleşmesi yapılmasına ilişkin kuralların emredici nitelikte olduğunu ve hangi çoğunluğun esas alınacağının sayın mahkemece resen tespit edilmesi gerektiğini, bu çerçevede sendikanın tespit yazısında bildirilen üye sayısı 431 olup, başvuru tarihi itibariyle bildirilen sayılardan hareket edilirse, müvekkili şirkette toplam 1074 kişi çalıştığına göre, yarıdan fazla çoğunluğun elde edilebilmesi için 538 üyesinin olması gerektiğini, sendikanın yandan fazla çoğunluğu elde edemediğini, hiçbir surette kabul etmemekle birlikte, müvekkili şirkette satın almalar ve biten projeler nedeniyle personel azaltılması yoluna gidildiğini, Bakanlık tespitinde maddi hata olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, üye sayısının doğru olup olmadığının müvekkili şirketin denetimine sunulmayan kayıtların şimdi sunulması ve sayın mahkemece incelenmesinin zorunlu olduğunu, bu yapılmadan müvekkili şirketin kimlerin üye olduğunu, üyeliklerin geçerli olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davalı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, diğer davalı ... ve ... İşçileri Sendikası lehine yapmış olduğu 22/02/2019 tarih ve 493093 sayılı olumlu tespitin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53’üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
    Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ... 2013, s.942).
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41’inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
    6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42’nci maddesi ise;
    “(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.


    (2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
    (3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
    (4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
    (5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
    Şeklindedir.
    Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43’üncü maddesine göre de;
    “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
    (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
    (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
    (4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
    (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazları değerlendirilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 22/02/2019 tarihli dava konusu yetki tespiti kararı ile ... işverenine ait işletmede 19/02/2019 başvuru tarihi itibariyle toplam 1074 işçi çalıştığı ve 431 sendika üyesi bulunduğu belirlendiğinden davalı ... ve ... İşçileri Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığına dair olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
    Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarına göre, yetki tespit kararında davalı sendika üyesi olarak kabul edilen 21 işçinin, yetki başvuru ânından önce e-Devlet kapısı üzerinden sendika üyelik başvurularının onaylanmasına karşın, Sendika Yönetim Kurulu tarafından 28/02/2019 tarihi itibariyle sendika üyelik başvurularının kabulüne dair karar verildiği görüldüğünden, belirtilen işçilerin yetki başvuru tarihinde sendika üyesi kabul edilip edilemeyeceği hususu öncelikle değerlendirilmelidir.
    6356 sayılı Kanun’un “Sendika üyeliği ve üyeliğin kazanılması” başlıklı 17’nci maddesinin beşinci fıkrasına göre “Sendikaya üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde üyelik, red kararının alındığı tarihte kazanılmış sayılır.”
    Belirtilen hükmün madde gerekçesinde de “Üyelik işlemlerinde noter koşulu kaldırılarak basit, kolay ve ekonomik bir yönteme yer verilmiştir. Üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine işçinin e-Devlet kapısı üzerinden sendikaya üyelik talebinde bulunması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılacaktır. Üyeliğe başvuru ancak tüzükle belirlenebilecek organ tarafından değerlendirilecek, red kararına mahalli mahkemede itiraz edilebilecek, ancak mahkeme kararı temyiz edilemeyecektir.” hususları ifade edilmiştir.
    6356 sayılı Kanun’da sendika üyeliğine kabul etmekle yetkili organ düzenlenmemiş ve bu hususun sendika tüzüğünde düzenlenmesi gerektiği öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta ise davalı sendika tüzüğüne göre, sendika üyeliğine kabul yetkisi sendika yönetim kuruluna aittir. Diğer taraftan 6356 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinin ikinci fıkrasında da “Kuruluşlar ihtiyaca göre başka organlar da kurabilir. Ancak genel kurul ile yönetim, denetim ve disiplin kurullarının görev ve yetkileri bu organlara devredilemez.” düzenlemesi yer almaktadır.
    Bu noktada 09/07/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Sendika Üyeliğinin Kazanılması Ve Sona Ermesi İle Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik” hükümlerine de değinilmelidir. Yönetmeliğin “İşçi sendikası üyeliğinin kazanılması” başlıklı 5’inci maddesi;
    “(1) Sendika üyelik başvurusu, işçi tarafından e-Devlet kapısı üzerinden yapılır. Üyelik bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır.
    (2) Üyelik, yetkili organın e-Devlet kapısı üzerinden otuz gün içerisinde başvuruyu kabulü ile kazanılır. Üyeliğin başlangıç tarihi, yetkili organ tarafından üyelik başvurusunun e-Devlet kapısı üzerinden kabul edildiği tarihtir.
    (3) Üyelik başvurusu, yetkili organ tarafından otuz günlük süre içerisinde reddedilmediği takdirde otuzuncu günün sonunda üyelik talebi kabul edilmiş sayılır.
    (4) Başvuru sahibi, yetkili organ tarafından üyelik başvurusuna işlem yapılıncaya kadar e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunu geri alma hakkına sahiptir.
    (5) Yetkili organ, üyelik başvurusunu e-Devlet kapısı üzerinden reddedebilir. Ret kararı yetkili organ tarafından gerekçesi ile birlikte e-Devlet kapısına kaydedilir ve işçiye yazılı olarak tebliğ edilir.
    (6) Üyelik başvurusunun haksız bir nedenle reddedildiğini iddia eden işçi, beşinci fıkrada belirtilen bildirimin tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemede dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde, işçi mahkeme kararını Bakanlığa bildirir; bu karar Bakanlık tarafından e-Devlet kapısına tanımlanır.
    (7) Mahkeme kararı ile kazanılan üyeliğin başlangıç tarihi, üyelik başvurusunun yetkili organ tarafından reddedildiği tarihtir.
    (8) Yetkili organ tarafından Bakanlığa bildirilen kişilere sendika adına e-Devlet kapısı üzerinden işlem yapma yetkisi verilir. Bu kişiler aynı usule göre değiştirilebilir veya yetkileri kaldırılabilir. e-Devlet kapısı üzerinden yapılacak tüm işlemler, ilgili sendikanın Bakanlığa bildirileceği yetkili kullanıcı tarafından gerçekleştirilir.”
    Şeklindedir.
    Açıklanan bu düzenlemeler karşısında ifade etmek gerekir ki, 6356 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin beşinci fıkrasında sendika üyeliğinin “yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden” kazanılacağı belirtildiğinden, yetkili organ tarafından üyeliğe kabul kararı verilmesi hususu da, e-Devlet kapısı üzerinden işleme onay verilmesi hususu da sendika üyeliğine dair hukuki işlemin kurucu unsurudur. Bir başka ifadeyle sendika üyeliği, her iki unsurun da usulüne uygun olarak tahakkuku ile gerçekleşir. Kanun metnindeki “ile” bağlacı da bu durumu ortaya koymaktadır.

    İnceleme konusu davada, bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında ismi belirtilen 20 işçi ile birlikte ... isimli işçi olmak üzere toplamda 21 işçinin sendika üyelik başvurusu, Sendika Yönetim Kurulunun 28/02/2019 tarih ve 2019/4 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Sendika Yönetim Kurulu kararında üyeliğe kabul bakımından herhangi bir tarih belirtilmediğinden, belirtilen 21 işçinin üyeliğe kabul tarihinin 28/02/2019 olduğu tartışmasızdır.
    Bu itibarla, sendika üyelik tarihi 28/02/2019 olan 21 işçinin yetki başvuru tarihinde sendika üyesi olarak kabul edilmeleri olanaksız olduğundan, davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğu sağlayamadığı açıktır.
    Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43'üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın kabulü ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 22/02/2019 tarih ve 493093 sayılı yetki tespiti kararının İPTALİNE,
    3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ... ve ... İşçileri Sendikası'ndan tahsili ile hazineye irad kaydına,
    4-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
    5-Davacı tarafından yapılan 2.632,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
    6- Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL peşin harcın davalı ... ve ... İşçileri Sendikasından alınarak davacıya verilmesine,
    7-Davacının yatırdığı istinaf karar harcı 59,30 TL ve istinaf yoluna başvurma harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 221,40 TL'nin davalı ... ve ... İşçileri Sendika'sından alınarak davacıya verilmesine,
    8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
    9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi