14. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/443 Karar No: 2019/8283 Karar Tarihi: 05.12.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/443 Esas 2019/8283 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, mirasın hükmen reddi isteğiyle açılan davada terekenin borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul etmesi konusunun araştırılması gerektiğine karar verdi. Murisin ölüm tarihi itibariyle terekenin aktifi ve pasifi belirlenir ve terekenin pasifi aktifinden fazla olduğunda tereke borca batık kabul edilir. Mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Dava dosyasındaki incelemeler eksik yapıldığı için hükmün bozulmasına karar verildi. Türk Medeni Kanunu'nun 605/2 maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler süreye tabi olmamaktadır ve mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi yoktur.
14. Hukuk Dairesi 2019/443 E. , 2019/8283 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.07.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06/11/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 10.09.2014 tarihinde vefat eden müvekkilinin eşi miras bırakan ...’nın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirasın hükmen reddinin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Somut olayda, miras bırakanın ... Bankalarında hesapları bulunmaktadır. Anılan bankalardan miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren hesap hareketleri getirtilmelidir. Hesap hareketleri, miras bırakanın ölüm tarihinde terekenin aktif ve pasifinin hesabında ve mirasçıların terekeyi benimsemeye yönelik eylemlerinin tespitinde dikkate alınarak bir karar verilmedir. Kabule göre de, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.