20. Hukuk Dairesi 2019/2852 E. , 2019/5065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, ... ili, ..... ilçesi, tapunun 188 pafta 724 ada 13 parselinde kayıtlı taşınmazın kat mülkiyetinin kurulduğu tarihte bağımsız bölümlerin konum ve değerleri ile orantılı olarak tesis edilmeyen arsa paylarının düzeltilerek yeniden tespit edilmesi ve tapu kaydının bu suretle düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece 25/12/2014 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün bir kısım davalılarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 25/06/2016 gün ve 2015/6773 E. - 2016/8545 K. sayılı kararı ile "Somut olayda dava konusu taşınmazda 1979 yılında kat mülkiyeti kurulduğu, kat mülkiyetine doğrudan geçiş tarihi olan 1979 tarihinde bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı gibi dava konusu taşınmazda 1979 yılında kat mülkiyeti kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin, kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu bilirkişi kurulunca açıkça saptanmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak ve paydaya eşit olmayan arsa payı toplamı üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davalı ...’nun tavzih talebinde bulunulması üzerine mahkemece 03/10/2018 tarihli tavzih kararı ile “ Mahkememizin 13/09/2018 tarih ve 2018/167 E. - 2018/757 K. sayılı kararının hüküm kısmına;
""Davalı ... tarafça yapılan 18 davetiye bedeli 187,00.-TL, müzekkere masrafı ve dosyanın Yargıtay"a gönderilme masrafı olarak 40,00.-TL, bilirkişi ücreti 1.750,00.-TL, keşif harcı 177,50.-TL, temyiz yoluna başvurma harcı 136,00.-TL, Temyiz Karar Harcı 27,70.-TL olmak üzere toplam 2.318,00.-TL"nin davacıdan alınarak davalı ... tarafına verilmesine, karar kesinleştikten sonra talep halinde davalı tarafça yatırılan gider avansından kalan/bakiye gider avansının davalı ... tarafına iadesine,"" yazılmak suretiyle mahkememiz kararının tavzihine, işbu tavzih kararının mahkememiz kararına eklenmesine,” karar verilmiştir, hüküm ve tavzih kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava anataşınmaza ait arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
1) Davacı vekilinin tavzih kararına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Tavzih hususu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, 305. maddedeki düzenlemeye göre hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyorsa yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa mahkemece, tavzih kararı verilebileceği, ancak hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler nazara alınarak hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar dışında hüküm değiştirilemeyeceği, davacı vekilinin tavzih talebinin ancak bozma nedeni yapılabileceği nazara alınmadan yasa hükmüne aykırı şekilde, hüküm fıkrasına yargılama gideri ile ilgili bölümler eklenerek sorumluluğunun değiştirilmesine yol açacak şekilde tavzih kararı verilmesi doğru görülmediğinden tavzih talebinin reddi yerine kabulü ile hükme yeni fıkra eklenmesi bozmayı gerektirmiştir.
2) Davacı vekilinin davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve gereği yerine getirilerek, yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve kanuna uygun olup onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir nolu bent gereğince, hükmün BOZULMASINA,
2) İki nolu bent gereğince, yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA 23/09/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.