22. Hukuk Dairesi 2016/13114 E. , 2019/12153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 2005-2011 yılları arası iş makinesi operatörü- tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini çalışmasının Kuruma eksik bildirildiğini öğrenmesi üzerine feshettiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında iş akdinin işçiye kıdem tazminatı ödenmesini gerektirir şekilde son bulup bulmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Yargıtayın 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır .
Somut olayda, davacı işçi davalı işverence kendisinden habersiz olarak Kuruma işten ayrılış ve işe giriş bildirgelerinin verildiğini öğrenmesi üzerine iş sözleşmesini 2011 yılı Haziran ayında feshettiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının ilk dönem çalışmasının 06/12/2010 tarihinde ikinci dönem çalışmasının ise 10/06/2011 tarihinde sona erdiğini davacının her iki çalışma döneminde de istifa ettiğini savunmuştur. Mahkemece davacının istifasının ispat edildiği kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamından davacının davalı işyerinde çalışırken 14/08/2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonrası uzun süre raporlu olduğu, 2010 yılı Aralık ayında raporunun sona erdiği, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre; 2010 yılı Aralık ayında iki gün çalışması sonrası 06/12/2010 tarihinde istifa ettiği, 18/02/2012 tarihinde tekrar işe giriş yaptığı, 10/06/2011 tarihinde ise tekrar istifa ettiğinin Kuruma bildirildiği, söz konusu işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinde davacının imzası olmadığı gibi işverence Kuruma yapılan 06/12/2010 ve 10/06/2011 tarihli bildirimlere dair istifa dilekçeside sunulmadığı anlaşılmış olup davacının yaklaşık altı yıl süre ile çalışması sonrası istifa dilekçesi olmaksızın ve gerekçe göstermeksizin salt tanık beyanına itibarla istifa ettiği kabulü isabetli olmayıp iş sözleşmesinin sigorta primlerinin eksik yatırıldığının öğrenmesi üzerine işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek dava konusu kıdem tazminatına hükmedilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir (İş K. m.46/2).
Somut uyuşmazlıkta, hafta tatili çalışması iddialarına ilişkin olarak işyeri kaydı mevcut olmayıp dinlenen tanıkların beyanlarına göre davacının haftada bir gün tatil yaptığı ve hafta tatili çalışmasının ispat edilemediği gerekçesi ile hafta tatili talebinin reddine karar verilmiş ise de davacı tanığı ...’ın "on beş günde bir pazar günü izin kullanıyordu" davacı tanığı ...’ın “hafta sonu izinleri kullanmıyorduk, cumartesi pazar günleride çalışıyorduk" davacı tanığı ...’nın “herhangi bir tatili yoktu Dini bayramlar hariç diğer tatilleri ( hafta sonu ve resmi izinler) kullanamazdı" şeklindeki beyanlarından işyerinde hafta tatili çalışması yapıldığı anlaşılmış olup söz konusu tanık beyanlarında hafta tatilinin 2 haftada bir gün yapılıp yapılmadığı noktasındaki çelişki, gerekirse tanıklar tekrar dinlenmek suretiyle giderilerek sonucuna göre hafta tatili ücreti hesaplanmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.