10. Hukuk Dairesi 2012/1503 E. , 2012/762 K.
"İçtihat Metni"Dava, ödeme emirlerinin iptali ile ödenen miktarın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve.......arafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, Kurumca, dava dışı .......ünvanlı işyerinde belirli bir süre yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olmaları nedeniyle; Derneğin prim borcundan dolayı, davacılar hakkında yapılan takibin iptali ile, prim borcundan sorumluluklarının bulunmadığının tespiti, ödedikleri miktarın istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karşın, bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bozma ilamında belirtildiği üzere, 506 sayılı Yasanın 80.maddesi uyarınca; işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kamu alacakları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Kurumca tahsil edilecektir. Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, maddede belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri; tüzel kişiyi üst düzeyde yöneten kimseyi ifade eder ve şirketin prim borcundan müteselsilen sorumludur. İşverenin prim borcundan ötürü, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde tanımlanan özel nitelikteki tüzel kişilerin üst düzeydeki
yönetici ve yetkililerine işverenle birlikte müteselsil ödeme sorumluluğu getirilirken, primlerin tahsilinin güvence altına alınması ve prim ödeme işinin özendirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Öte yandan maddede açıkça, haklı sebepler olmaksızın, deyimine de ver verilmiştir. Özel nitelikteki tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkilileri yönünden primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar. Diğer bir anlatımla, derneğin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilirler ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamazlar. Bu husus Hukuk Genel Kurulunun 19.02.2003 gün ve 2003/10-75 E., 2003/82 sayılı kararında da benimsenmiştir.
Yine, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesi; “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmünü getirmiş, aynı maddeye 5766 sayılı Yasanın 4.maddesi ile eklenen 5. fıkrasında ise, kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci ve teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, kamu alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
Mahkemece, yukarda belirtilen yasal mevzuat çerçevesinde, dava dışı derneğin üst düzey yöneticilerinin belirlenerek, önüne gelen uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, yazılı şekilde prim borcunun tahakkuk ettiği dönemde, tahakkuk ve tediye ile görevli dernek üyelerinin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.