Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5878
Karar No: 2019/2083
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5878 Esas 2019/2083 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/5878 E.  ,  2019/2083 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalılar ile arasında hasılat (yarıcılık) kira sözleşmesi yapıldığını, kira sözleşmesine istinaden davalıların kiralananları kendisine teslim edeceklerini, kendisinin de gübreleme ve bakım işlerini yapacağını ve elde edilen fındık gelirinin paylaşılacağını, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmesi yanında ayrıca kendi emeği ve kendi yaptığı masraflar ile tek katlı tuğladan fındık deposu ve işçi evi ve tek katlı binanın üzerine ilaveten kat yaptırdığını, taşınmazdaki çalılık alanını ihya ederek fındık ocağı ve meyve ağaçları diktiğini, bunların gübreleme ve bakımını yaparak ürün verimini ve davalılara ait taşınmazın değerini artırdığını, davalıların ise yaşlanmasını bahane ederek kendisini taşınmazdan 31/01/2015 tarihi itibariyle tahliye ettiklerini beyan ederek şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davacının babaları tarafından dava konusu taşınmazlara yarıcı olarak yerleştirildiğini, söz konusu ev nedeniyle aralarındaki ihtilafı bir tutanak imzalamak suretiyle sonlandırdıklarını, davacı tarafın herhangi bir alacağının bulunmadığını açıkça beyan ettiğini, ayrıca davacı tarafın yaptığını iddia ettiği hususlar için kendilerinden izin almadığını, tamamen kendi şahsi menfaati için yaptığı hususlardan dolayı tazminat ve alacak hakkının bulunmadığını, dava konusu taşınmazlar için bu zamana dek yapılan tüm masrafların kendileri tarafından karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
    Mahkemece; dinlenen tanık beyanlarının dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların davacı tarafından yapıldığına, bu yapılara ilişkin harcamaların bizzat davacı tarafça karşılandığına kanaat getirilmesi hususunda yetersiz kalması; davacının 20/09/2013 tarihli, yarıcı sıfatıyla imzalamış olduğu tutanakta herhangi bir alacağının kalmadığı şeklinde
    beyanda bulunması; tanık beyanlarından davacının dava konusu tazminat talebine dayanak olarak göstermiş olduğu yapıları dava konusu taşınmazın maliki olan davalıların izni ve muvafakati olmadan, yarıcılık yapacağı esnada barınma ve korunma amacıyla kullanılacak yapıların davalılar tarafından kendisine temin edilmesine rağmen, kendi isteği ile yaptırmış olması; dosya arasında bulunan dekontlardan alacağa konu edilen yapılara ilişkin davalılar tarafından davacıya muhtelif tarihlerde toplam 10.006,00 TL gönderilmiş olması gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
    Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır.
    Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin ( tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun basit yargılama usulüne ilişkin “Hüküm” başlıklı 321. maddesi “(1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder.” hükmünü amirdir.
    Somut olayda, davacı vekilinin katılmadığı 21.10.2015 tarihli duruşmada, davacı vekilinin bilirkişiden ek rapor aldırılmasına ve duruşmanın ertelenmesine yönelik talebi, dosyanın karar aşamasına gelmesi ve taleplerin yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği gerekçesi ile reddedilerek, dosyanın incelenmesinde araştırılması ve incelenmesi gereken başka bir husus kalmadığı anlaşılmakla yargılamaya son verilmiş, aynı celsede dava sonuçlandırılmıştır.
    Davacının son beyanı alınmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, sair hususların bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair hususların incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi