Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1290
Karar No: 2018/2391
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1290 Esas 2018/2391 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/1290 E.  ,  2018/2391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    A)Davacı İstemi:
    Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01.04.1985 olarak tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kurum vekili; davalı Kurumun 6552 Sayılı Yasa Hükümlerine göre zorunlu taraf sıfatında olmadığını, Fer’i Müdahale konumunda olduğunu, kurum kayıtlarının esas olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince ; “ Davacıya ait tüm belgeler celbedilmiş, işveren asil ... duruşmalarındaki beyanlarında davacının kendisine ait işyerinde çalıştığını işe giriş bildirgesinin verildiğini, primlerinin de yatırıldığını ancak primlerinin yatırılmamış gibi görüldüğünü beyan etmiştir. İncelenen bilgi ve belgeler ve tanık beyanları birlikte incelendiğinde, davacının davalı ..."a ait işyerinde 01/04/1985 tarihinde bir gün süre ile sigortalı sayılacak şekilde çalıştığı, işe giriş bildirgesi, tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ve her türlü şüpheden uzak delille hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde davacı tarafça ispatlanmıştır. ” gerekçesiyle “ Davanın KABULÜ ile; Davacının ..."a ait ...sicil numaralı işyerinde 01/04/1985 tarihinde bir gün süre ile sigortalı sayılıcak şekilde çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Dava dosyasında; davacının 1.4.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin 5.6.1985 tarihinde kuruma bildirildiği, işyerinin 20.9.1983-30.5.1985 tarihleri arasında kapsamda olduğu, dinlenen tanıkların çalışmayı doğruladığı ve tanıkların Yargıtayın aradığı nitelikte tanıklar olduğu, istinaf edenin sıfatına ve dilekçe kapsamına göre davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun oy birliği ile esasdan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleriyle “ İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli, 2015/546 Esas-2017/96 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan feri müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “ Davacı ve davalının ilişkisi işçi -işveren ilişkisi değil, iş ortaklığıdır. Fiili çalışma olgusu ispatlanamamıştır. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 25/06/1957 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/04/1985 tarihinde 28 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin, “ ...Cad. Eski No:120 ... Apt. ... ” adresindeki, ..."a ait ... sicil numaralı oto tamiri işyerinden 05/06/1985 tarih 391218 kayıt numarası ile Kuruma verildiği, sigorta başlangıç tarihi 01.04.1985 tarihi olan sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, işyerinden 1985 yılında bordro verilmediği, davacının hizmet cetveline göre talep tarihinden 15 yıl sonra 02/06/2000 tarihinde 4/a çalışmasının başladığı, ..."a ait ...sicil numaralı oto tamiri işyerinin 20.9.1983-30.5.1985 tarihleri arasında Kanun kapsamında olduğu, dinlenen komşu işyeri ve davacı tanıklarının anlatımından davacı, kardeşi ve abisinin anılan kaporta boya işyerinde uzun yıllar birlikte çalıştıkları, bazı tanıkların abisinin yanında çalıştığını, bazılarının işyerini birlikte işlettiklerini ifade ettiği, kayıtlardaki işveren ...’ın davacının abisi olduğu anlaşılmıştır.
    Somut olayda, davalı işverenin davacının erkek kardeşi olduğunun anlaşılmasına göre bir kişinin kendi kardeşini sigortasız çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi