
Esas No: 2015/28625
Karar No: 2019/12146
Karar Tarihi: 30.05.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/28625 Esas 2019/12146 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 18/07/2006 tarihinden iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği 15/06/2010 tarihine kadar tekniker olarak çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Islah, iyi niyetli tarafın, davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176 ve ardından gelen maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun"un 176. maddesinde, taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ve aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Aynı davada ikinci kez ıslah yoluna başvurulması halinde bu yöndeki talebin reddi gerekir.
Somut olayda, davacı taraf 20/08/2010 havale tarihli kısmi dava dilekçesi ile işçilik alacaklarını talep etmiştir. Davacı 19/12/2011 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu alacakların miktarlarını 23/06/2013 tarihli hesap raporuna göre arttırarak davayı ıslah etmiş, ancak daha sonra sunduğu 17/04/2014 havale tarihli ikinci ıslah dilekçesinde belirttiği alacak miktarlarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Her ne kadar mahkemece davacının 17/04/2014 havale tarihli ikinci ıslah dilekçesine itibar edilmediği belirtilmiş ise de davalının ıslaha karşı zamanaşımı defi dikkate alınırken dava konusu alacakların ikinci ıslah dilekçesine göre belirlenen 17/04/2009 tarihinden önce ıslah ile arttırılan kısmının zamanaşımına uğradığı kabul edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacının 19/12/2011 tarihli ıslah dilekçesi ve davalının zamanaşımı savunmasına göre ıslahla arttırılan fazla çalışma alacağı yönünden 19/12/2006 tarihinden önce dava dilekçesinde talep edileni aşan miktarın zamanaşımına uğradığı kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı vekili kısmi dava açmış, taleplerini ıslah dilekçesi ile artırmış, ancak ıslah ettiği miktarlara faiz yürütülmesini talep etmemiştir. Mahkemece ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği gerekçesi ile ıslah ile arttırılan miktarlar yönünden dava konusu alacaklara faiz yürütülmemiş ise de konu ile ilgili olarak yapılan içtihadı birleştirme talebi üzerine 24.05.2019 tarihli Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca “Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği" yönünde karar verilmiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı doğrultusunda dava konusu alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece dava konusu fazla çalışma alacağı tanık beyanlarına itibar ile davacının haftalık 9 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hükmedilmiş ise de dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının haftanın 6 günü 08:30-19:30 arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 15 saat fazla çalıştığı anlaşılmış olup yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.