11. Hukuk Dairesi 2018/3786 E. , 2019/5371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 30.03.2018 tarih ve 2017/751-2018/267 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirkete taşıma hizmeti verdiğini, verilen hizmet bedelinin 78.925,71 TL"lik kısmının davalı şirket tarafından ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin bu alacağın 29.800,64 TL"lik kısmını kabul ederek 49.125,07 TL"lik kısmına itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi ile yüklendiği edimlerini gereği gibi ifa etmediğini, davacı personelinin 28/02/2014 ila 01/03/2014 tarihleri arasında meydana getirdiği olumsuzluk ve aksaklıklar nedeniyle müvekkili şirketin müşterilerine karşı zor durumda kaldığını, müvekkilinin davacı tarafa 29.800,00 TL dışında hiçbir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların birbirini teyit eden ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 78.925,64 TL alacağı olduğu, davalının 07.05.2013 tarihinde davacıya 75.000 € tutarında ödeme yaptığı ve ödememin o tarihteki kur üzerinden her iki tarafın ticari defterlerine de 176.415,00 TL olarak işlendiği, anılan ödeme öncesinde davalının bakiye 217.943,11 TL tutarında cari hesap borcu bulunduğu, davalının bu miktarda borcu bulunmaktayken yaptığı ödemenin teminat ödemesi olduğu yönündeki iddiasına itibar etmenin mümkün olmadığı, dolaysıyla 07.05.2013 tarihi itibariyle davacının 41.528,11 TL daha alacağı bulunduğu, zikredilen ödemeden sonra da tarafların ticari ilişkilerinin son bulmadığı ve tarafların ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davacı alacağının 78.925,71 TL’ye ulaştığı, bu miktardan takipten sonra ödenen 29.800,64 TL mahsup edildiğinde davacının halen 49.125,00 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 49.125,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, itiraza uğrayan kısmın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı yanca, 07.05.2013 tarihinde yapılan 75.000,00 Euro ödemenin teminat ödemesi olduğu savunulmuşsa da, bizatihi davalının ticari defterlerine göre, ödemenin yapıldığı tarihte davacıya 217.000,00 TL cari hesap borcu bulunmasına, davalının, teminat ödemesi olduğunu iddia ettiği miktarı kendi ticari defterinde borcuna mahsup etmiş olmasına ve alacağın da likit olmasına göre, davalı vekilince ileri sürülen bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.516,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.