Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/9955 Esas 2018/11981 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9955
Karar No: 2018/11981
Karar Tarihi: 11.12.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/9955 Esas 2018/11981 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/9955 E.  ,  2018/11981 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, davalıdan 14.10.2014 tarihinde dava konusu ... model otomobili satın aldığını, aracın şanzıman sisteminin bozuk olduğunu ve çok fazla dış ses aldığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini dilemiştir.
    Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile usuli ve esasa ilişkin gerekçelere dayanarak davanın reddi gerektiği savunmuştur.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; bilahare, davalının tavzih dilekçesi üzerine hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan "Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına ...."nin göre takdir olunan 7.040,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” hükmünün kaldırılmasına ve "Kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihi ile yürürlükte bulunan ...."ne göre takdir olunan 7.040,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" hükmünün kurulmasına karar vererek hükmünü düzeltmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı HMK.nun 305/2.maddesinde yer alan “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü uyarınca tavzih incelemesinin sınırlı olarak yapılabilmesi mümkün olup, tarafların hak ve borçlarında değişiklik, genişletme veya sınırlandırma yapılması tavzihle mümkün değildir. Tarafların talebi üzerine, mahkemenin 22.12.2015 tarihli asıl kararının 3. bendinin tavzih kararıyla düzeltilmesine karar verildiği ve bu suretle hükmün değiştirildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki, az yukarıda açıklandığı üzere tavzih kararıyla tarafların hak ve borçlarında değişikliğe gidilebilmesi mümkün olmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, davalı tarafça verilen tavzih dilekçesi kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.