3. Hukuk Dairesi 2019/1132 E. , 2019/2074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki abonelik iptali-menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; yoğun terör olayları nedeniyle 1990 yılında ... köyü ve Yakıt köyündeki ev, ahır, tarım arazisi, bahçe ve bağını bırakarak göç etmek zorunda kaldığını, oturduğu köyden göç ettiği ve evinin yıkıldığı hususunun ... Valiliğince tutulan tutanaklarla sabit olduğunu, ancak hakkında davalı tarafından bir kısım elektrik borcu nedeniyle ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/5490 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borcunun 2.665,49 TL olarak görüldüğünü, davalı kurumun her yıl düzenli olarak elektrik borcu ve faturası tahakkuku yapmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek 2892101 nolu elektrik aboneliğinin iptaline, bu abonelikten kaynaklı 2.665,49 TL miktarlı elektrik borcundan dolayı borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı adına tahakkuk ettirilen kaçak kullanım cezasının hukuka aykırı olduğuna dair menfi tespit davasının değerinin 2.665,49 TL olduğu, 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince bu talep yönünden öncelikle İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu gerekçesi ile davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle HMK"nın 114 ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunun 68. maddesi gereğince, Tüketici Hakem Heyetlerine talepte bulunmasına muhtariyetine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, abonelik sözleşmesinin iptali ile abonelikten kaynaklı borçtan sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 68/1.maddesine göre; “Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.” Yasanın 70/5. maddesine göre; “Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.”. Aynı yasanın 73/1. maddesine göre ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Göreve ilişkin yukarıda yer verilen kanun hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, 6502 Sayılı Kanun kapsamında bulunan bir uyuşmazlıkta, asıl olan tüketici mahkemesinin görevli olmasıdır. Tüketici Hakem Heyetine zorunlu olarak başvuruyu düzenleyen kanun hükmü, uyuşmazlığın değeri bakımından bir sınırlamayı içermektedir. Bunun anlamı, Tüketici Hakem Heyetinin görev alanının dar, tersine tüketici mahkemelerinin görev alanının ise daha geniş olduğudur. Göreve ilişkin bir belirsizlik ve tereddüt halinde, istisnai kanun hükümlerinin dar yorumlanması gerektiğine ilişkin hukukun genel ilkesi uyarınca, tüketici lehine ve Tüketici Hakem Heyetinin görevinin sınırlı olduğu gözetilerek, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmek gerekir.
Davacı, 2.665,49 TL miktarlı elektrik borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmekle birlikte davalı ile arasındaki sözleşmenin iptalini de istemektedir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek bir hüküm tesisi gerekirken aksi kanaatle davanın dava şartı yokluğundan reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.