Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/931
Karar No: 2018/2384
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/931 Esas 2018/2384 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/931 E.  ,  2018/2384 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    A)Davacı İstemi:
    Dava, sigorta başlangıcının 01.02.1988 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; işe giriş bildirgesinin sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını; işyeri dönem bordrosunda ismi yer almayan davacının, bildirgede belirtilen tarihteki eylemli çalışmasının Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ilk Derece Mahkemesince ; “Yapılan tespitler, deliller, bilirkişi raporu, 01.02.1988 tarihli işe giriş bildirgesi ile tüm tanıkların objektif ve samimi anlatımları göz önünde tutulduğunda; davacının, davalı işveren ...San.Tic.A.Ş.ne ait 218433.35 sicil sayılı işyerinde, 01.02.1988 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle en az (1) gün fiilen çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin de 01.02.1988 olduğunun kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle “Davanın KABULÜNE, Davacının 218433 sicil nolu işyerinde 01/02/1988 tarihinde hizmet akdine istinaden ve asgari ücret üzerinden en az 1 gün çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespitine,davanın niteliği gereği davalı Altaş şirketi hakkında karar verilmesine yer olmadığına “ karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı ... vekili; işyeri dönem bordrosunda ismi yer almayan davacının isteminin kabulüne olanak bulunmadığını; işe giriş bildirgesinin tek başına fiili çalışmayı ortaya koymaya yeterli olmadığını; eylemli çalışmanın hizmet tespitine ilişkin davalarda geçerli yöntem ve kanıtlarla kanıtlanamadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz tanık anlatımlarına dayanılarak kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ .... bildirgeyi düzenleyen ...numaralı işyerinin, bildirgedeki tarihi kapsar biçimde, 01.09.1987-31.03.1988 tarihleri arası dönemde 506 sayılı Yasa kapsamında faal işyeri olduğu; işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgilerinin davacının nüfus kaydıyla uyumlu bulunduğu; komşu işyeri sahibi ..., komşu işyeri çalışanı ... ve mali müşavir ... tarafından davacının eylemli çalışmasının varlığı konusunda beyanda bulunulduğu; Yasa kapsamındaki işyerinden verilen bildirgeye dayalı olarak tescilin yasal yönteme uygun biçimde gerçekleşmiş ve dava tarihine dek çekişmesiz sürmüş olması yanında, işe giriş bildirgesinin düzenlendiği tarih üzerinden geçen süre ve bu süreçte sigortalıların sosyal güvenlik haklarını koruma anayasal yükümlülüğü altındaki Kurum tarafından, prim ödemesini yapmayan işveren hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olmasının sigortalı aleyhine sonuç yaratması olanağı bulunmadığı da gözetilerek; istinaf kanun yoluna başvuran SGK Başkanlığı vekilinin dilekçesinde yer verdiği soyut düzeydeki itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı; ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur. ”gerekçesiyle “İzmir 14. İş Mahkemesi"nin 30.12.2016 tarih, 2015/475 Esas ve 2016/598 Karar sayılı kararına yönelik davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01/01/1968 doğumlu davacının bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/02/1988 tarihinde 19 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin 11.02.1988 tarihinde 197832 varide sayısı ile Kuruma verildiği, davacıya verilen 17634187 sigorta sicil numarasının Kurumca 1988 yılında tahsis edilen serilerden olduğu, 1988/1-2 dönemde işveren tarafından Kuruma 4 aylık dönem bordrosu verilmediği, davacının hizmet cetvelinde 01.11.1992-31.03.2012 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde geçen sigortalı çalışmalarının toplamının 2534 gün olduğu,- Kurumda 218433.35 numarada tescilli ve ...Cad. No:374/2 ... adresinde kurulu “Alüminyum Pazarlama” işyerinin, 01.09.1987 tarihinden itibaren Yasa kapsamına alındığı, bu işyerinin 31.03.1988 tarihinde Yasa kapsamından çıkarıldığı, ...Sosyal Güvenlik Merkezinin 01.03.2016 günlü, 3132165 sayılı yazısına göre; işyeri dosyası imha edilmiş olduğundan müfettiş raporlarına dair herhangi bir tespit yapılamadığı, dinlenen tanıklardan komşu işyeri sahibi ..., komşu işyeri çalışanı ... ve mali müşavir ... tarafından davacının eylemli çalışmasının varlığı konusunda beyanda bulunulduğu, ...’ın hizmet cetvelinde1988 yılında 227425 sicil numaralı ... unvanlı,848. Sok.No:65/104 562. ...adresindeki perde divan konfeksiyon dikişi işyerinde 260 gün çalışması olduğu, bu adresin davalı işyeri adresinden farklı bir bölgeye ait olduğu, ...’in hizmet cetvelinde; 1988 yılında 360 gün 1479 zorunlu sigortası olduğu ancak işyeri adresinin sorulmadığı, davacının 22.8.1995 – 22.2.1997 tarihleri arasında askerlik yaptığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Yapılacak iş; işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, davacının sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olup olmadığını Kurumdan sormak, komşu işyeri sahibi ..., komşu işyeri çalışanı ... ve mali müşavir ...’in sigorta , vergi ve işyeri tescil bilgileriyle beyanlarını karşılaştırıp, adres ve fiili çalışma süreleri yönünden, içeriğini sorgulamak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi