
Esas No: 2016/4249
Karar No: 2017/1726
Karar Tarihi: 08.06.2017
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/4249 Esas 2017/1726 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 1.013,00 TL aidat ve 27.279,60 TL gecikme faizi alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 1.013,00 TL asıl alacağa yapılan itirazın kaldırılmasına, 27.279,60 TL gecikme faizine yönelik istemin reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 26.01.2012 tarih ve 2011/4861 E., 2012/459 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu belirtilerek davacı yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 1.013,00 TL asıl alacak ve takip tarihi itibariyle 5.096,41 TL gecikme faizi üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %20"si kadar icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda hüküm verilmiş olmasına, ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece, işlemiş faiz alacağı yönünden TBK"nın 120/2. maddesine uygun olarak hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de, takipten sonra asıl alacak için işleyecek faiz oranı yönünden, takip talepnamesinde aylık %20 oranı üzerinden talepte bulunulduğu gözden kaçıralarak ve yasal düzenlemeye aykırı olarak takibin devamına karar verilmesi doğru olmamış ve gerekçeli karar başlığında dava ile ilgisi bulunmayan isimlere yer verilmesi ve 18.02.2009 olan dava tarihinin 19.01.2012 olarak yazılmış olması hatalı olmuştur.
Ne var ki, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde hükmün düzeltilerek onanmasına ve gerekçeli karar başlığındaki hataların düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile, "HÜKÜM" fıkrasının 1. bendindeki "iptaline ve" ibaresinden sonra gelen ibarelerin çıkarılmasına, yerine "takibin, 1.013,00 TL asıl alacak ve işlemiş 5.096,41 TL gecikme faizi üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşmamak kaydı ile gecikme faizi yürütülmek suretiyle devamına" ibarelerinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gerekçeli karar başlığından "...", "..." isimlerinin çıkarılmasına ve dava tarihinin 18.02.2009 olarak düzeltilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.