11. Ceza Dairesi 2016/10843 E. , 2019/2448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Asıl Karar: Mahkumiyet
Ek Karar: Temyiz talebinin reddi
Sanığın aynı zamanda MERNİS adresi de olan sorgusu esnasında bildirdiği adresine, öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken, aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan 16.02.2014 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu, sanığın 05.02.2016 tarihli temyiz dilekçesini verdiği tarih itibarıyla gerekçeli kararı öğrendiği ve temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve yasal temyiz süresi içerisinde olduğu kabul edilmiştir.
A) Sanık hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nin 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak değerlendirilip, gereğinin merciince takdir ve ifası için dosyanın mahalline İADESİNE,
B) Sanık hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde:
Sanığın suçlara konu olan faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması,
2- Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
Faturayı düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları kullanana ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilerek faturayı düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
4- Kabule göre;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.