7. Hukuk Dairesi 2014/13364 E. , 2015/1496 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Manavgat İş Mahkemesi
Tarihi : 11/03/2014
Numarası : 2013/116-2014/118
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait şirketin .......... Şubesinde şube sorumlusu - satış müdürü sıfatı ile 23.02.2009 - 31.10.2012 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, gerçek ücretinin 3.286,00 TL olmasına karşın resmi kayıtlarda ücretinin asgari geçim indirimi dahil 1.589,00 TL olarak gösterildiğini, elden aldığı ücretlerinin çoğu zaman eksik ödendiğini, hak ve alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının çalıştığı ...... Şubesinin dava dışı .......... A.Ş’ne devredildiğini, bu devir gerçekleştirilmeden evvel tüm çalışanlara bilgi verildiğini, isteyenlerin işi bırakabileceğinin açıklandığını, davacının müvekkiline ait şubenin devredileceğini bilmesi sebebiyle ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, davacı pozisyonunda çalışan bir işçiye 3.286,00 TL ücret ödenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve ücret alacağı bakımından davanın kabulüne, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun"un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Kanun"un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı iş akdinin işverence haksız olarak sonlandırıldığını iddia etmiş, davalı ise işyerinin dava dışı ......... Şirketine devredildiğini, davacının da bu işyerinde çalışmaya devam ettiğini, devirden önce de bu hususun davacıya bildirildiğini savunmuştur. Davacının işyeri devrinden sonra ara vermeksizin devralan şirkete bağlı olarak aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi nedeniyle iş akdi sona ermemiştir. Bu nedenle feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağını isteyemez. Anılan tazminat ve alacakların bu nedenle reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.