10. Hukuk Dairesi 2010/10157 E. , 2012/671 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafında temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 10 ve 26. maddesidir.
Davalıya ait temizlik malzemeleri, satış işyerinde pazarlama elemanı ve tahsil sorumlusu olarak çalışan sigortalının, ... işyerinden ..... pazarlama ve tahsilat yapmak üzere işyerine ait hususu otomobil ile giderken, direksiyon hakimiyetini kaybederek şarampole yuvarlanması şeklinde meydana gelen trafik iş kazasında; tüm kusurun sigotalıda olduğu ve işverene yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı şeklindeki kusur raporuna dayalı olarak, davalı işveren hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna düşen sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan kurum zararının, davalı işverenden 506 sayılı Kanunun 9, 10. ve 26.maddeleri gereğince, rücuan tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, daha geniş bir sorumluluk esasına dayanması nedeniyle 506 sayılı yasanın uygulama önceliği bulunduğu halde, işverenin
10. maddeye göre sorumlu olup olmadığı noktasında herhangi bir araştırma yapılmaksızın davalı işveren hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999)
""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""
Düzenlemesini öngörmektedir.Anılan Yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden sonra meydana gelmemesi gerekir.
Davalı işverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı yasa kapsamına alınması gerektiğinin belirlenmesi,bu kapsamda verilmesi gereken işyeri giriş bildirgesinin tarihinin ve sigortalıya ait işe giriş bildirgesi ve Kuruma intikal tarihinin belirlenmesi, sigortalının davalı işverene ait işyerinde işe başladığı tarihin açık ve net biçimde saptanması ve bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek somut olayda 506 sayılı yasanın 9. ve 10.maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, sigortalının hangi tarih itibariyle işyerinde çalıştığının ve bu kapsamda verilmesi gereken sigortalıya ait işe giriş bildirgesi ve bu bildirgenin Kuruma intikal tarihinin belirlenmesi ve bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek, somut olayda; davalı işveren şirket yönünden, 506 sayılı Yasanın 9. ve 10.maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek, işveren şirketin kusursuz bulunması ve 10. madde sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılması halinde, % 50 den aşağı olmamak üzere BK 43 ve 44. maddeleri gereği hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan, maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum Vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.