10. Hukuk Dairesi 2019/6709 E. , 2020/4012 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/1093-2019/1503
İlk Derece
Mahkemesi : Dinar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2018/227-2018/325
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar SGK ve ... Bld. Bşk. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine, ... Bld. Bşk.’nın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı dava dilekçesinde özetle; 20.09.2005 – 15.01.2007 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz çalışmasına rağmen kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı Kurum vekili, davada fer’i müdahil olarak yer almaları gerektiği ve resen gerekli araştırmanın yapılarak davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davacının davasının kabulü ile; 01/11/2005 ile 15/01/2007 tarihleri arasında ... "da (İşyeri sicil no: :...) kır bekçisi olarak çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalıların esasa dair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak davacı tarafından verilen 16/12/2015 tarihli dilekçenin ilk derece mahkemesi tarafından hatalı değerlendirilerek HMK 124 maddesi kapsamında taraf değiştirme dilekçesi olarak kabul edildiği, dilekçenin HMK 124 kapsamında verilmiş bir dilekçe niteliğinde olmadığı, bu dilekçeyle belediyenin davaya dahil edilmesinin usulen mümkün olmadığı, belediye başkanlığı aleyhine usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği;
“1-Feri müdahil SGK vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Feri müdahil SGK vekilince yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Dahili davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
4- Davanın kısmen kabulü ile;
5-Davacının 01/11/2005 ile 15/01/2007 tarihleri arasında ... "da (İşyeri sicil no: :...) kır bekçisi olarak çalıştığının tespitine,
6-... aleyhine usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından ... aleyhine karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Fer’i müdahil vekili; 5 yıllık hak düşürücü sürenin gözetilmediği, davacının çalışmasının yevmiye usulü köylülerce yaptırıldığı, mahkemece eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1- Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Eldeki gibi hizmet tespiti davalarında elde edilecek hükmün uygulayıcısı konumundaki davalı Kurum tarafından yerine getirilebilmesi için, davanın öncelikle işverene usulüne göre husumet yöneltilerek davaya devam edilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, ... Belediye Başkanlığının dahili dava yoluyla davaya dahil edilerek belediyeye husumet yöneltilmesi hatalıdır.
2- Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s.288).
Somut olayda; davalı ... Malları Koruma Başkanlığına usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmamaktadır. Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemeiş, savunma ve delilleri tespit edilmemiştir. 30.07.2008 tarihinde yetkili olup olmadığı belli olmayan ... imzasına yapılan tebligat ve sonrasında Teb.K.35.md.’ye göre yapılan tebligatlar da usulsüzdür. Mahkemece kabule konu çalışma sürelerinin geçtiği belirtilen ve bu anlamda hüküm tesis edilen ... Malları Koruma Başkanlığının tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan, varlığı halinde yöntemince dava dilekçesi tebliği ile savunma ve delillerinin alınması gerektiği gözetilmeksizin esasa dair yazılı biçimde hüküm tesisi yerinde değildir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, fer’i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereğince yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.