Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8903
Karar No: 2017/1723
Karar Tarihi: 08.06.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8903 Esas 2017/1723 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/8903 E.  ,  2017/1723 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ...yönünden reddine, davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... ve ... mirasçıları yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... vekilince duruşmalı, bir kısım davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... ... mirasçıları ..., ... ..., ... ... vekili avukat ... ve davalı ..., davalılar ... mirasçıları ... vekili avukat ...ile davalı ...mirasçıları vekili avukat ... gelmiş, diğer davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatifin, 1994 yılında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleriyle, davalı arsa sahiplerine karşı yüklenici olarak birlikte iş yapmayı üstlendiklerini, işe başladıktan yaklaşık 6 ay sonra, davalı kooperatifin adi yazılı bir sözleşme ile işi tümüylü müvekkiline devrettiğini, aynı içerikteki sözleşmenin daha sonra noterde de düzenlendiğini, yapılan bu sözleşmeler uyarınca, müvekkilinin işi 15.07.2002 tarihine kadar sürdürdüğünü, davalı kooperatifin bu tarihte aralarındaki sözleşmeleri haksız olarak feshettiğini, fesih tarihine kadar müvekkilince yapılan imalatın bedelinin 1.579.929,97 TL olduğunu, bu bedelin henüz kendisine ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kooperatif vekili, eski yönetim tarafından davacıya fazladan ödemeler yapıldığını savunarak, davacının herhangi bir alacağı kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı arsa sahipleri, davacı ile kooperatif arasındaki sözleşmelerin tarafı olmadıklarından dava konusu alacaktan sorumlu olmadıklarını, kendilerine husumet yönetilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın atiye bırakılmasına, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine dair verilen ilk karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2011 tarih ve 2010/5015 E., 2011/1410 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia,
    savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının yaptığı imalatlar nedeniyle 1.137.452,00 USD alacağı kaldığı, davalı kooperatifin aralarındaki sözleşme uyarınca, davalı arsa sahiplerinin ise sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, bu borçtan sorumlu oldukları gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak, 500.000,00 TL’nin davalı kooperatiften ve davalılar ... ve ... ... mirasçılarından tahsiline, davalı ...dava tarihi itibariyle ölü olduğundan hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı ... hakkında verilen ilk hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... mirasçıları ... ve torunu ... vekilleri ile davalı ... ... mirasçıları ..., ... ve ... ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Mahkeme hükmü davalı ..."e 07.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm HUMK’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra adı geçen davalı vekili Av. ... tarafından 28.12.2015 tarihinde temyiz edilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas,1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2- Diğer davalılar ..., ..., ... ve ... ... vekillerinin temyiz itirazlarına gelince;
    a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar ..., ..., ... ve ... ... vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b) Dava, taraflar arasındaki sözleşmelere dayalı imalat bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı ... ... ile diğer davalı kooperatif ve davalı arsa sahipleri arasında 1994 yılında ayrı ayrı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalanmıştır. Bu sözleşmelerde davacı ile davalı kooperatif müteahhit sıfatıyla, arsa sahiplerine karşı inşaatı birlikte yapmayı üstlenmişlerdir. Daha sonra, davacı ile davalı kooperatif arasında imzalanan 26.04.1994 tarihli adi yazılı sözleşme ve yine aynı içerikteki 07.06.1996 tarihli noter sözleşmesi ile inşaatın yapım işi kooperatif tarafından tümüyle davacıya bırakılmıştır. Bir bakıma davalı kooperatif arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kendi uhdesine düşen işi alt yüklenici sıfatıyla bu kez davacıya devretmiştir. Bu sözleşmelerde ayrıca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca kendilerine düşecek bağımsız bölümler ile ilgili bir paylaşım yapılmış ve ödemelerin nasıl yapılacağı belirlenmiştir. 24.09.1998 ve 07.11.2000 tarihli ek sözleşmeler ile de paylaşım şekli, ödemeler ve borç ilişkisinin tasfiyesi konusunda bir takım değişikler ve yeni düzenlemeler yapılmıştır.
    Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, yüklenicilerin, sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarını kısmen veya tamamen bir başkasına devir ve temlik edemeyecekleri düzenlenmiş ise de, arsa sahipleri 29.05.1996 ve 30.05.1996 tarihli muvafakatnameleriyle; yüklenicilerin kendi aralarında paylaşım oranlarını belirlemelerine, harcamaları hisselerine göre taksim etmelerine, kooperatifin kendi yapmakla yükümlü olduğu inşaat işini diğer yükleniciye ..."ye ihale etmesine, ihale şekil ve usulünü tespit etmelerine, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla onay vermişlerdir.
    Bu sözleşlemeler ve muvafakatnameler uyarınca, davacı yüklenicinin işi uzunca bir süre yürüttüğü ve inşaatı belirli bir aşamaya getirdiği, buna mukabil, kooperatif tarafından yapılan imalat oranına göre davacıya çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığı ve bu kapsamda ayrıca beş adet bağımsız bölümün de devredildiği uyuşmazlık dışıdır.
    Davacı ile davalı kooperatif arasındaki 26.04.1994 tarihli adi yazılı inşaat sözleşmesi ile aynı içerikteki 07.06.1996 tarihli noter sözleşmesi, 15.07.2002 tarihinde feshedilmiş olup,
    davacı, işbu davada fesih nedeniyle, yaptığı imalatın bedelini davalı kooperatiften ve diğer davalı arsa sahiplerinden talep etmektedir.
    15. Hukuk Dairesi"nin 09.03.2011 tarihli bozma ilamında, davacı alacağının, kooperatif ile yapılan 07.11.2000 tarihli ek tasfiye sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği açıklanmış, mahkemece, anılan tasfiye sözleşmesinin, imalat bedelinin ve kooperatifçe yapılan ödemelerin dövize endekslenmesi gerektiğine ilişkin hükümleri uyarınca davacı alacağını belirleyen bilirkişi ek raporu doğrultusunda, alacağın 1.137.452,00 USD olduğu sonucuna varılarak, taleple bağlı kalınıp 500.000,00 TL"nin davalı kooperatiften ve bir kısım arsa sahiplerinden tahsiline karar verilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu imalat bedeli alacağının davalı kooperatiften tahsiline hükmedilmesi doğru olmuş ise de, arsa sahiplerinin söz konusu alacaktan sorumlu tutulmaları hatalı olmuştur. Az yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı ile kooperatif arasında imzalanan inşaat işinin tümüyle davacıya bırakılmasına ilişkin sözleşmelerde arsa sahipleri taraf değildir. Yüklenicilerin işin nasıl ifa edileceğine ilişkin olarak kendi aralarında yaptıkları bu sözleşmeler iç ilişkide kendilerini bağlamakta olup, bu sözleşmelerin tarafı olmayan arsa sahipleri yönünden herhangi bir bağlayacılıkları yoktur. Arsa sahipleri ancak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca sorumlu tutulabilirler. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, davacı ile kooperatifin yüklenici sıfatıyla arsa sahiplerine karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirlenmiş olup, arsa sahipleri, yüklenicilerin kendi aralarında yaptıkları bu sözleşmelere muvafakat vermiş iseler de; bu muvafakatnamelerde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan haklarını saklı tuttuklarını belirtmişlerdir. Dosya kapsamından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin halen yürürlükte oldukları anlaşılmış olup, feshedildiklerine dair herhangi bir iddia da bulunmamaktadır. Bu kapsamda, davacı yüklenici arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri feshedilmediği sürece, işin ifa ile sonuçlanması halinde, arsa sahiplerinden tapu ferağı isteme hakkına sahip olduğu gibi imalat bedeli alacağını da ancak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshedilmiş olması halinde talep edebilir. Mahkemece, açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin, dava konusu alacaktan bir kısım arsa sahiplerinin de sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu nedenle temyiz eden davalı arsa sahipleri yararına bozulması gerekmiştir.
    Diğer taraftan, davalı arsa sahiplerinden ... ..."in, eşi ... ..."den intikal eden mirası ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 28.01.2009 tarihli kararıyla kayıtsız şartsız reddettiği anlaşılmakla, davada taraf sıfatı kalmayan adı geçen davalı yönünden, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsiz olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ... ve ... ... vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar ..., ..., ... ve ... ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan ..., ... ve ... ... yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi