5. Ceza Dairesi 2015/11586 E. , 2018/5708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
...Barosuna kayıtlı avukat olan sanıkların, katılanın alacaklısı olduğu 100.000 TL bedelli senedi icra yoluyla tahsil etmek üzere vekilliğini üstlenmelerine, masraf ve teminat olarak 17.000 TL almalarına rağmen icra takibi başlatmadıkları gibi, alacağa karşılık borçludan aldıkları 30.000 TL bedelli çeki ve 14.000 TL"yi katılana ödemeyerek mal edindikleri iddia ve kabul edilmiş ise de; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için, senet borçlusunun (borçlu firma yetkilisinin) tanık sıfatıyla dinlenerek borca karşılık ödeme yapıp yapmadığının, katılanın beyanlarında geçen 30.000 TL bedelli çeki ve 14.000 TL"yi sanık avukatlara teslim edip etmediğinin, teslim etti ise tarihlerinin sorulmasından, keza çeki tahsil eden kişinin de dinlenerek çeki kimden aldığının tespit edilerek çekin kayıp olup olmadığı hususunun araştırılmasından, 14/01/2013 günlü temyiz dilekçesinin içeriği de gözetildiğinde gerekirse suç tarihi itibariyle sanıkların katılandan muaccel hale gelmiş vekalet ücreti alacağı olup olmadığı ile varsa miktarı hususunda bilirkişi raporu aldırılmasından, hakeza sanık ..."nın suça ne surette iştirak ettiğinin ve sanıklar haklarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
1136 sayılı Kanunun 35/1 ve 35/A maddelerinde yazılı ve münhasıran avukatlar tarafından yapılabilecek iş ve işlemler ile uzlaştırma işlemi ve Barolar ile Türkiye Barolar Birliğinin organlarında ifa ettikleri görevleri yönünden avukatların kamu görevlisi olduklarında kuşku bulunmadığı, 5237 sayılı TCK"nın 5. maddesinin 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle anılan Kanunun genel hükümlerine aykırı olan sınırlayıcı nitelikteki Avukatlık Yasasının 62. maddesinin özel nitelikteki görevi kötüye kullanma suçları açısından zımnen ilga edilmiş sayılması gerektiği ve TCK"nın 247. maddesine göre zimmete geçirilen malın devlete veya özel kişilere ait olmasının suçun oluşması bakımından öneminin bulunmadığı da nazara alınarak, sanıkların eylemlerinin zimmet suçunu oluşturacağının gözetilmemesi,
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde sınırlı uygulama yapılması,
Sanık ..."un adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme şerhli onaylı örneğinin dosya arasına alınarak yargılama konusu suçun denetim süresi içerisinde işlenip işlenmediği tespit edilerek CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca mahkemesine ihbarda bulunulup bulunulmayacağı hususunun değerlendirilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 17/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.