8. Ceza Dairesi 2019/991 E. , 2019/11550 K.
"İçtihat Metni" Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.05.2018 tarihli ve 2018/15577 soruşturma, 2018/13008 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25.07.2018 tarihli ve 2018/4255 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müşteki ..."in şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/67602 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sırasında ..., ve ..."ın tanık sıfatıyla beyanları alındığı ve şüpheliler hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, bilahare müşteki vekilinin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu 19.03.2018 tarihli şikayet dilekçesinde, tanıklar ... ve ..."nin beyanlarını değiştirmeleri için şüphelilerin baskı yaptıklarını, tanık ..."ı ise öldürmekle tehdit ettiklerini ve bu şekilde tanığı etkilemeye teşebbüs ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediklerini ifade etmesi üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, isnat edilen eylem nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 277. maddesinde yer alan tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan soruşturma yapıldığı ve bu suçun oluşması için görülmekte olan bir davada eylemin gerçekleşmesi gerektiği, dolayısıyla atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de; anılan kararın tasnifler kısmında suç olarak 5237 sayılı Kanun"un 288. maddesinde yer alan adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu yazılmasına karşın, kararın içeriğinde açıklandığı üzere eylemin tanığı etkilemeye teşebbüs suçuna temas ettiği ancak suçun unsurlarının oluşmadığının belirtildiği, gerçekten de 5237 sayılı Kanun"un 277. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için görülmekte olan bir dava olması gerektiği ancak atılı eylemin soruşturma aşamasında gerçekleştiği, öyle ise anılan Kanun"un 288. maddesinde açıkça belirtildiği üzere soruşturma aşamasında tanığı hukuka aykırı bir şekilde etkilemek için alenen sözlü beyanda bulunan kişinin adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlemiş olacağı ve esasen Cumhuriyet savcısının hukuki nitelendirme ile de bağlı olmadığı nazara alındığında, yanılgılı hukuki tasnif sonucu suçun yasal unsurları oluşmadığından bahisle ve diğer taraftan şikayet dilekçesinde diğer tanık Yaşar"ın ifadesini değiştirmesi için ölümle tehdit edildiğinin de ifade edilmesine karşın bu yönden de herhangi bir soruşturma yapılmadan eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.12.2018 gün ve 12467 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2018gün ve KYB/2019-305 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma isteminin, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçuna ilişkin olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine verilen karara ilişkin olması karşısında, kanun yararına bozma isteminin kapsamına, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karardaki anlatıma, iddiaların niteliğine ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 21.02.2018 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 09.02.2018 gün ve 2018/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümüne ilişkin ortak hükümlerin 6. fıkrası uyarınca inceleme görevi Yargıtay Yüksek (12.) Ceza Dairesine ait olmakla Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.