10. Hukuk Dairesi 2011/12410 E. , 2012/636 K.
"İçtihat Metni"Davacı, yaşlılık aylığının kesilmesine dair 30.06.2009 tarihli Kurum işleminin iptalini, 01.03.1999-30.06.2009 arası yersiz çıkarılan 43.503,06 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitini ve kesilen aylığın yeniden bağlanarak, ödenmeye devam edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve.... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
12.02.1975-01.03.1975 arası 20 gün .....’lı çalışması, 600 gün askerlik borçlanma süresi ve 01.03.1982-31.03.1997 arası 4.300 gün 3201 sayılı Yasaya göre borçlanılmış yurtdışı hizmetleri bulunan davacıya, anılan hizmetleri gözetilmek suretiyle 01.03.1999 tarihinden itibaren ve SSK’dan yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak, .... 20.10.2009 tarihli hizmet cetveline göre, davacının, 30.06.2009 tarihine kadar yurtdışında çalıştığı ve işssizlik yardımı aldığının bildirilmesi üzerine, 2009/7.ay itibarıyla aylık durdurulmuş ve 5510 sayılı Yasanın 96.maddesi dikkate alınarak, 22.10.1999-22.06.2009 tarihleri arası dönem yönünden 43.503,06 TL yersiz aylık tahakkuku yapılmış; ayrıca, davacının başvurusu üzerine de 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı da yeniden bağlanmıştır.
İşbu dava ile; davacı, yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin 30.06.2009 tarihli Kurum işleminin iptalini, 01.03.1999-30.06.2009 arası yersiz çıkarılan 43.503,06 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitini ve kesilen aylığın yeniden bağlanarak, ödemeye devam edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkeme, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma sırasında, davacının işsizlik yardımı alması, dolayısıyla kesin dönüş koşulunun yerine getirilmemesi nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermesi karşısında,anılan madde hükmü çerçevesinde, davalı Kurumca, öncelikle istirdatı mümkün olan yersiz ödeme miktarı belirlenmelidir.
Diğer taraftan, davacıya, yeniden aylık bağlanabilmesi için, 3201 sayılı Yasanın 6.maddesinin aradığı kesin dönüş koşulunun, anılan merci yazısı gereği, işsizlik yardımının sona erdiği 30.06.2009 tarihi itibarıyla oluşması ve anılan tarihi takip eden aybaşı olan 01.07.2009 tarihi itibarıyla aylığın yeniden bağlanması gerekeceğinden; 01.07.2009-01.01.2010 tarihleri arası dönem yönünden Kurum’un aylığı kesme işlemi yerinde değildir.
Hal böyle olunca, 01.07.2009-01.01.2010 tarihleri arası dönem yönünden, davacının hak ettiği aylıkların saptanarak, yukarıda bahsedilen ve 5510 sayılı Yasanın 96.maddesi çerçevesinde belirlenecek olan istirdatı mümkün yersiz aylık tutarından, aynı madde gereğince mahsup işlemi yapılarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.