15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5170 Karar No: 2016/2298
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5170 Esas 2016/2298 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, alacaklı şirketle aralarında sözleşme ilişkisi olmadığını iddia ederek haksız borç taleplerinin reddedilmesini ve kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Davalı-alacaklı vekili ise, işin teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini belirterek dava dışı aksiyon şirketi ile birlikte davacının da bedelden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme, davalının eser sözleşmesi ilişkisi ile ilgili yaptığı iddiaları ispatlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Kanun maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMUK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) içerisindeki senetle ispat kuralını içermektedir.
15. Hukuk Dairesi 2015/5170 E. , 2016/2298 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye ..... TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine ..... gününde oyçokluğuyla karar verildi. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, alacaklı şirket ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, süresinde borca itiraz edemediklerini ve takibin kesinleştiğini, borcun sebebinin ... ... İçme Suyu 2. Kısım Yapım İşi Sayısal İşletme Planı Hazırlanması ve Hakedişlerin Düzenlenmesi alacağı olarak gösterildiğini, dayanak belge sunulmadığını, borçlu olmadığının tespiti ile %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili ise, müvekkilinin yüklenicisi davacı olan ... ... İçme Suyu Sayısal İşletme Planı Projesi"ni hazırladığını, hazırlanan bu plana göre iş sahibi .... Bankası"ndan hakedişlerini aldığını, işi teslim etmesine rağmen davacıdan bedelini alamadığını, dava dışı aksiyon şirketi ile birlikte davacının da bedelden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davanın reddi ile %40"dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, eser sözleşmesinin sözlü yapılabileceği, işletme planlarında projeyi hazırlayan olarak davalının isim ve imzasının bulunduğu, işin alt yükleniciye yaptırılmasından önce hukuki ilişkinin davacı ile davalı arasında kurulduğu anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar Dairemizin çoğunluğu tarafından onanmıştır. Mahkeme kararında da belirtildiği üzere eser sözleşmesi ilişkisinin yazılı olması geçerlik koşulu değildir. Sözlü olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulabileceği de tartışmasızdır. Ne var ki, eser sözleşmesi ilişkisinin kanıtlanabilmesi için HMUK ve HMK"daki senetle ispat kuralının uygulanması zorunludur. Davalı tarafa bu konuda yazılı bir belge yani sözleşme sunamamıştır. Öte yandan icra takibinde dayanak olarak belge gösterilmediğinden gerek Dairemizin gerekse Yargıtay"ın uygulaması istikrar kazanmış ve alacaklı-davalı tarafın ispatlaması gerektiği konusunda görüş aykırılığı da bulunmamaktadır. Dayanak belge gösterilmediğine göre, davalı tarafın delil olarak sunduğu ve hakediş raporuna ekli bulunan boru ferşiyat ataşman sayfasının yazılı delil başlangıcı kabul edilip edilemeyeceği tartışılabilir. Gerçekten de, hakediş raporuna ekli belgede yüklenici davacının imzası bulunmakta olup, Harita Mühendisi olan davalı ... tarafından hazırlanmış ve imzalanmıştır. Teknik Uzman ... .... da imzası bulunmaktadır. Ancak Yargıtay"ın kökleşmiş içtihatlarına göre bu belgenin yazılı belge olarak kabulü mümkün değildir. Bir an için bu belgenin yazılı delil başlangıcı kabul edildiğini varsayılsa dahi, tanık anlatımlarının sözleşme ilişkisi kurulduğunu kabul edecek nitelikte olmadığı gibi, davacı yanın dava dışı aksiyon şirketi ile alt yüklenicilik sözleşmesi yaptığı ve söz konusu işin bu sözleşme kapsamında olduğu iddia edilmiştir. Alt yüklenici ile yapılan sözleşmenin sahteliği iddia edilmemiş ve ispatlanamamıştır. Bu durumda davalı alacaklının sözleşme ilişkisini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü gerekirken reddi yönünde verilen kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.