23. Hukuk Dairesi 2015/7509 E. , 2017/1721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... ... Kon. Yapı Koop. üyesi olduğunu, inşaatların bitirilip ferdi mülkiyete geçildiği halde ödemelerini aksatmayan müvekkiline tahsis edilen dairesinin kendisine teslim edilmediğini, bu konuda ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/714 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescili davası açtıklarını, bu davayı kazandıklarını, davanın 13.05.2009 tarihinde kesinleştiğini ancak adına tescil edilen taşınmazın tapu kayıtlarını üzerine almak istediği zaman ilgili taşınmazın tapu kaydına ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2007/7651 ve 2008/1813 esas numaralı dosyalarından haciz şerhi işlendiğini gördüğünü, borçlunun davalı ... ... Kon. Yapı Koop."nin olduğunu müvekkilinin borçla hiçbir ilgisinin olmadığını, ödemelerini kooperatife düzenli yaptığını ileri sürerek, ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı ile mülkiyet hakkı davacı müvekkiline geçen ... Köyü, 406 ada, 3 parselde kayıtlı L4B Blok C giriş 8 no"lu bağımsız bölüm üzerindeki ... 2. İcra Dairesi"nin 2007/7651 esas ve 2008/1813 esas sayılı icra dosyalarından konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Konut Yapı Kooperatifler Birliği vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Konut Yapı Kooperatifi ise cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, kooperatif alacaklısı tarafından ve taşınmaz henüz kooperatif adına tescilli iken üzerine haciz tatbik edilmiş olduğunu, İİK"nın 91. ve onun yollamada bulunduğu TMK"nın 1010. maddeleri hükümleri uyarınca haczedilen taşınmazda sonradan hak iktisap edenlerin taşınmazda bulunan haczin sonuçlarına katlanmaları zorunlu olduğu hükmüne yer verildiğini, hacizden sonra tapuda meydana gelen değişiklik ilama dayansa bile haciz koydurmuş olan alacaklıların durumunu etkilemeyeceğini, borç taşınmaza bağlandığı için taşınmazı iktisap edenin kooperatif ortağı olmasının bu sonucu bertaraf edemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.06.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Davacı kooperatif ortağı, ortak olması sebebiyle hak kazandığı taşınmazının verilmemesi üzerine davalı kooperatifin aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıp 8 no"lu bağımsız bölüm meskenin tapusuna hak kazandığını, ancak tescile karar verilen taşınmazın tapu kaydında kooperatiften alacaklı olan diğer davalı üst birliğin haciz kaydının bulunduğunu, bu sebeple tapu da işlem yaptıramadığını belirterek davalı kooperatif ile birlikte ondan alacaklı olan davalı üst birlik aleyhine dava açarak, tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı üst birlik cevabında davacının tescile 10.05.2009 tarihinde hak kazandığını, hacizlerin tescilden öncesine ait olduğunu, MK 1010 uyarınca haczin sonuçlarına katlanmakla yükümlü olduğundan bahisle davanın reddini istemiş, diğer davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece hacizlerin tescil davasındaki 15.02.2008 tarihli tedbir kararından önce konulmuş olup, İİK" nın 91 ve MK 1010 uyarınca sonraki malik olan davacının hacizlerin sonuçlarına katlanma yükümlülüğü olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın temyizi üzerine, mahkeme kararını usul ve yasaya uygun bulan Dairemizin çoğunluğu kararın onanması görüşündedirler.
Aşağıda açıkladığım sebeplerle çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Davacı kooperatif ortağı, ortaklık hakkı sebebiyle hak kazandığı bağımsız bölüm meskenin tapusunun verilmemesi üzerine, 05.10.2007 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açmış, 19.02.2009 tarihinde dava kabul edilip 8 no"lu bağımsız bölüm meskenin kooperatif adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, temyiz edilmemesi üzerine 13.05.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Kooperatif aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında 15.02.2008 tarihinde verilen tedbir kararı tapu kaydına işlenmiş, kooperatife alacaklı olan davalı üst birliğin hacizleri ise 24.01.2008 ve 11.02.2008 tarihinde tedbir kararından önce taşınmaz kaydına işlenmiştir.
MK"nın 1022. maddesine göre ayni haklar tapuya tescil ile doğar ve tescil tarihine göre sıralarını alırlar. Mahkemenin İİK"nın 91. maddesi ve MK"nın 1010. maddesine dayanan red gerekçesi yerinde gibi gözükmektedir.
Yapı kooperatiflerinin amacı, ortaklarının akçeli yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında, ortaklarının maddi ve hukuki ayıplarından arınmış, fen ve sanat kurallarına göre inşaası tamamlanmış, oturmaya elverişli konut teslim etmektir.
Davalı kooperatif bu yükümlülüğünü yerine getirmediği için davacı ortak 05.10.2007 tarihinde dava açmak suretiyle 8 no"lu bağımsız bölüm meskenin tapusunu mahkeme kararı ile hak kazanmıştır.
Davalı üst birlik davacıdan değil, önceki malik gözüken davalı kooperatiften alacaklıdır. Davalı kooperatifin davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin bu dosyada beyanı yoktur. Davaya cevap bile vermemiştir.
Genel dava teorisine göre kural olarak mahkemeler dava tarihindeki duruma göre uyuşmazlığı çözerler. Tapu iptali ve tescili davasının tarihi 05.10.2007"dir. Yenilik doğurucu hükümler sonuçlarını kesinleşmeyle doğursalarda genel dava teorisine uygun olarak uyuşmazlık dava tarihi itibariyle çözülmüş olur.
Maddi vakaları bildirmek taraflara hukuki tavsifi yapmak mahkemelere tanınmış bir yetkidir.
Mahkeme tavsifinde taşınmaz iktisabı tescil ile olur diyen genel kuraldan hareketle sonuca gitmiş ise de, MK"nın 1022. maddesi gibi taşınmaz iktisabının tescille olacağı ilkesini tekrar eden MK"nın 705. maddesinin 2. fıkrasında yer alan mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı hallerden biri olan mahkeme kararı ile mülkiyet iktisabı istinasını dikkatinden kaçırmıştır. Anılan istisna hükmü uyarınca mahkeme kararı ile tescilden önce mülkiyet kazanılmış olmaktadır. Tescil ise tasarrufu işlemde bulunabilmek için açıklayıcı bir yetkidir. Belirtilen istisna getiren düzenleme davacı talebi için uygulama değeri bulunmasına rağmen mahkeme genel kuralla sonuca gitmiş, istisna getiren hükmü ihmal etmek suretiyle hataya düşmüştür.
Öte yandan, 743 sayılı MK"nın 639. maddesi uyarınca olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabında mülkiyet hakkının bu kararların kesinleştiği anda kazanıldığına ilişkin 4.12.1998 4-3 sayılı Yargıtay İBK"daki kabulü, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı MK"nın 713/5. maddesinde "mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur." denilerek aksi yönde kanuni düzenleme yapılmış, içtihadı birleştirme kararındaki çözüm benimsenmemiştir. Bu hale göre mülkiyetin kazanıldığı tarihin kararın kesinleştiği tarihtir deme imkanıda kalmamıştır.
Bütün bu anlatılanlardan, davacının mülkiyet hakkının tescilden önce 05.10.2007 tarihi itibariyle kazanmış olduğu, davalı üst birliğin davacıdan bir alacağının bulunmadığı, hacizlerin belirtilen dava tarihinden sonra olduğu, bu hacizlerin davacının mülkiyet hakkı karşısında dinlenemeyeceği ortaya çıkmış olmaktadır.
Hal böyle olunca davacı kooperatif ortağının tahsisin 2006 da olduğu, hacizlerin tedbirden sonra konulduğu, uygulama yeri olmayan genel kurul kararlarının iptalinin geçmişe etkili bozucu yenilik doğurucu olduğu konusundaki temyiz itirazları yerinde değilsede, tapu iptali ve tescil davasındaki dava tarihi 05.10.2007 olup, davacının anılan tarih itibariyle MK"nın 705. maddesine göre mahkeme kararı ile mülkiyet hakkını kazandığı, mülkiyet hakkı kazanımından sonra 8 no"lu bağımsız bölüm meskenin kaydına davalı üst birliğin diğer davalı kooperatiften kaynaklı koyduğu hacizlerin, tescilden önce mülkiyet hakkını iktisab etmiş davacıya karşı ileri sürülemeyeceği ve kaldırılması gerekeceği, buna göre davanın kabulüne karar verilmesi sonucuna ulaştığımdan, aksi yönde ortaya çıkan Dairemizin çoğunluk kararına iştirak edemiyorum.