10. Hukuk Dairesi 2010/3909 E. , 2012/626 K.
"İçtihat Metni"Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ve diğer ödemelerden, ilk davadan kalan kusur farkının 506 sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı .....İllerindeki elektrik dağıtım işinde, işletme hakkını, ....... oluru ile, 15.8.2008 tarihinden itibaren, 30 yıl süre il....devraldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, devir sözleşmesinin 20. maddesinde, fiili devir tarihi öncesi..... faaliyetinden kaynaklanan ve üçüncü şahısların hakları ve borçları ile ilgili hukuki konuların ..... tarafından yürütüleceği, hükmolunan meblağların... tarafından karşılanacağının düzenlenmesi karşısında, 08.05.2001 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle oluşan Kurum zararı hakkında davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle belirtilen şekilde karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu"nun, bir mamalekin veya işletmenin devralınmasına dair 179. maddesinde, "Bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimse, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olur; şu kadar ki, iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar
için de muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar..." hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen devir sözleşmesinin ilgili hükmü, devreden ve devralan arasındaki iç ilişkiye yönelik bulunduğu, işletmeyi; sonradan Kurumun rücu alacağına ilişkin borcu da kapsayacak biçimde tüm hak ve borçları ile devralan davalı....., devralan sıfatıyla, bu devir keyfiyetini alacaklı Sosyal Sigortalar Kurumuna, ihbar, ya da, gazetelerde ilan etmiş bulunması koşuluyla, Borçlar Kanunundaki zikredilen madde hükmü kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumlu olacağı gözetilmeksizin, anılan şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.