15. Hukuk Dairesi 2015/4499 E. , 2016/2295 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı vekili ile davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin davalılar tarafından ifa edilmemesi ve haksız fesih sonucu uğranılan maddi zararın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalılardan . . akdî ilişkinin bulunmadığını belirterek husumet itirazında bulunmuş, diğer davalı ... ise fesihte haklı olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece . .. . yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüyle 44.132,00 TL"si iş bedeli alacağı, 755.868,00 TL"si şimdilik kaydıyla kâr kaybı olmak üzere taleple bağlı kalınarak 800.000,00 TL"nin avans faiziyle birlikte ..."den tahsiline, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş karar, davacı ile davalılardan ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalı ..."in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu uyuşmazlık 30.04.2012 tarihli Özel Tasarım ve Proje Yapım Sözleşmesiyle, 14.05.2012 tarihli Ayaş İnşaat Sözleşmesi"nden kaynaklanmıştır. Davacı, proje yapım sözleşmesinde davalı iş sahibi adına projenin yapımını ve inşaatı denetlemek görevini üstlenmiş, proje yapım işi ise dava dışı tarafından üstlenilmiştir. Bu sözleşmenin 44. maddesinde proje müellifinin hazırlayacağı mimari vs. projeleri Belediye"ye, Meslek Odalarına ve diğer kurumlara teslim etmek üzere davacıya teslim edeceği, 4.8. maddesinde ise proje müellifinin, inşaat ruhsatı alınması için davacıya teslim edeceği kararlaştırılmıştır. Proje sözleşmesinin 2. maddesinde, projenin ... ili ... ilçesi 741 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 numaralı parsellerde kayıtlı olan arsa üzerinde gerçekleştirilecek devre mülk otel projesi olduğu açıklanmıştır. Davacı ile davalı ... arasında düzenlenen 14.05.2012 tarihli sözleşmede de ... işveren olarak tanımlanmış, işverenin verdiği projelerin yapım koordinasyonunun yüklenici olarak tanımlanan ... A.Ş. tarafından sağlanacağı, projelerdeki değişikliklerin yapım biçimi kararlaştırılarak yukarıda söz edilen arsalar üzerine maliyet +%11 yüklenen kâr payı + KDV esasına göre inşaat yapılacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından, davacıya gönderilen 10.12.2012 tarihli ihtarnamede sözleşmeler ile üstlenilen edimler yerine getirilmediğinden her iki sözleşmenin de fesih edildiğinin bildirilmesi üzerine eldeki bu davada uğranılan zararların tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Her ne kadar davalı iş sahibince, sözleşmeye uygun edimlerin ifa edilmediği gerekçesiyle sözleşme fesih edilmiş ise de dosyada mevcut yazışmalardan, sözleşme kapsamında yapımı kararlaştırılan inşaat alanının genişletildiği, davacının da bu genişletmeye karşı çıkmayarak yeni teklifle sözleşme tasarısı sunduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici tarafından bir kısım projeler düzenlenmiş ise de bunların uygulamaya geçmediği, meslek odalarınca onaylatılmadığı, davalının da bu projeye göre ruhsat alımını gerçekleştiremediği, tarafların yukarıda değinildiği üzere sözleşme kapsamında ortak bir karar alıp işin kapsamını netleştiremedikleri görülmektedir. Bu haliyle gerek davacının, gerekse davalının yapılacak inşaatın miktarı ve buna göre çizilecek projelerin niteliği konusunda değişiklikler yapmaları sonucu sözleşmelerin ifa edilemediği, böylece sözleşmelerin ifayla sonuçlanamamasında tarafların ortak kusurlu oldukları sonucuna varılmaktadır. Tarafların kusurlu olmaları nedeniyle sözleşmenin haksız fesih edildiğinden söz edilemeyeceğinden kusurlu olan davacı da olumlu zarar kapsamında kâr kaybının ödenmesini isteyemez. Ancak davalı yararına gerçekleştirdiği imalâtı varsa sebepsiz zenginleşme hükümlerince bunun bedelini isteyebilir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; yeniden oluşturulacak uzman bilirkişiden davacının gerçekleştirdiği imalât miktarını ve bunların davalı yararına olan niteliği de değerlendirilerek, sebepsiz zenginleşme hükümlerince fesih tarihindeki piyasa fiyatlarına göre bedelini hesaplatmak ve taleple bağlı kalınarak hüküm altına almak, olumlu zararla ilgili talebinin tümüyle reddine hükmetmekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan, hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı ..."in sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince alınması gereken 136,00 TL temyiz başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.