5. Ceza Dairesi 2018/12773 E. , 2021/1991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme basit temellük zimmeti, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanması suretiyle basit kullanma zimmeti ve atılı diğer suçtan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 2020/1535 Esasında kayıtlı ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2013 tarihli, 2011/335 Esas ve 2013/90 Karar sayılı davası ile temyize konu bu dava arasında suç ve sanık yönünden fiili, hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık hakkında ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/335 Esas sayılı dosyası kapsamında zimmet suçundan kamu davası bulunduğu anlaşılmakla, mümkünse davaların birleştirilmesi, aksi takdirde dosyanın onaylı ve okunaklı bir suretinin bu dosya arasına alınması, eylemler arasında suç ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının saptanması sonrasında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanığa verilecek cezada 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasında verilen cezanın bu cezadan mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Suç tarihinde Büyükçekmece 1. Noteri olarak görev yapan sanığın, 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 79. maddesinde, vekil, veli, vasi, kayyum, mümessil ve mirasçı sıfatıyla veya şirket ve dernek gibi tüzel kişiler adına noterlik işlemi yaptırmak isteyenlerden, sıfat ve yetkilerini ve işlemi yapmaya izinli olduklarını gösteren belge aranması gerektiği belirtildiği halde, 2005 ilâ 2009 yılları arasında 180 adet imza sirkülerini, yetki belgesi veya bunun yerine geçecek dayanak belge aramadan, tanzim etmek suretiyle görevi ihmal suçunu işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda; eylemi sebebiyle 5237 sayılı TCK"nin 257/2. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunun kişi mağduriyeti veya kamu zararı ya da kişilere haksız menfaat sağlama şeklindeki objektif cezalandırma koşullarının oluşup oluşmadığının ve kimin hangi şekilde mağduriyetine yol açıldığının, ayrıca sanığın savunmasının aksine suç kastıyla hareket ettiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğunun denetime imkan verecek şekilde karar yerinde tartışılması suretiyle hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, suçun sübutu halinde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı da nazara alınmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde TCK"nin 257/2. madde ve fıkra hükmü uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
Sanığın kullanma zimmeti niteliğinde olan eylemlerinde suçun konusunun kullanma ile elde olunan yarar (nema) olması karşısında, bilirkişi tarafından hesaplanacak nemanın da ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre cezasından TCK"nin 248. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin ve değer azlığı yönünden de nema miktarının esas alınması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nin 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
TCK"nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçları işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun"un 53/5. madde ve fıkrası gereğince, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 21/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.