Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/6264 Esas 2019/2020 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6264
Karar No: 2019/2020
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/6264 Esas 2019/2020 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/6264 E.  ,  2019/2020 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, maliki olduğu taşınmazda davalının 01.01.2008 tarihinden bu yana kiracı olarak oturduğunu, son ödenen kira bedelinin emsallere göre düşük kaldığını belirterek 01.01.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin net 6.000.-TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, husumet itirazında bulunarak kiracılığın 01.10.2008 tarihli sözlü akde dayandığını, ödenen net 1.825.-TL kira bedelinin rayice uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık kira bedelinin 01.01.2014 tarihinden itibaren brüt 3.400.-TL olduğuna karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) HMK’nun 190. maddesi uyarınca ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı kira ilişkisinin varlığından hareketle kira parasının tespiti isteminde bulunmuş olup bu açıdan kira ilişkisinin varlığını, kira sözleşmesinin başlangıç tarihini ve aylık kira bedelini ispat külfeti davacıya aittir. Somut olayda, yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen davacı taraf yapması gerekirken, Mahkemece ispat yükü kendisine düşmeyen davalı tarafa yemin teklifi yapılması doğru değildir.
    Davacı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmede, davalıya ait işletme adı ve imza bulunmadığına göre davacının kira başlangıç tarihini yazılı belge ile kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle davacı tarafın bildirdiği sözleşmenin başlangıç tarihine davalı tarafından karşı çıkılıp 01.10.2008 yılından itibaren kiracı olduğu kabul edildiğine göre, davacı tarafa bildirdiği kira başlangıcını kanıtlamak üzere imkan tanınmalı, dava dilekçesinde dayanılmış ise davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalı, yeminin davalı tarafça eda edilmesi halinde davalı cevap dilekçesinde
    01.10.2008 yılından itibaren kiracı olduğunu kabul ettiğine göre, kira başlangıç tarihinin davalının kabul ettiği 01.10.2008 tarihi olduğu gözetilerek 01.10.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 01.01.2014 tarihinden sonrası için kira bedelinin tespitine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.