21. Hukuk Dairesi 2017/4062 E. , 2018/2369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, oğlu ..."ın çalışma gücünün kaybının tespiti ile kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının çocuğunun çalışma gücünün % 60’ını kaybettiği ve buna göre bakıma muhtaç olduğunun tespiti ile davacının 5510 sayılı Kanundan istifade ederek yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının oğlu ... ve ..."dan olma 24/01/2001 doğumlu, ..."ın çalışma gücünün en az % 60"ını kaybetmiş olduğunun ve bakıma muhtaç olduğunun tespitine, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarihi takip eden ay başı olan 01/07/2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 12.01.1995 – 31.10.2001, 01.01.2002 – 31.10.2002 ve 12.04.1999 – 05.10.2000 tarihleri arasında toplam 7 yıl 7 ay 19 gün Bağ-Kur sigortalılığı, 01.09.2005 tarihinden itibaren de kesintili şekilde 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının olduğu, davacının 17.12.2009 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurumun Maluliyet Ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı’nın 29.04.2010 tarihli raporu ile “davacının çocuğunun başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olmadığına” karar verildiği, bunun üzerinde Kurum tarafından 07.05.2010 tarihli yazı ile; “davacının çocuğunun bakıma muhtaç olmadığından talebinin reddine” karar verildiği, SSK Yüksek Sağlık Kurulu’nun 02.07.2010 tarih, 50/3794 karar sayılı raporunda da, “davacının sigortalı çocuğunun başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olmadığına” karar verildiği, yargılama aşamasında Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 09.04.2010 tarih, 4397 karar sayılı raporda, “davacının sigortalı çocuğunun çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetmiş olduğundan malul sayılması gerektiği ve başkasının sürekli bakımına muhtaç olduğuna” karar verildiği, Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 29.09.2016 tarih ve 1499 karar sayılı raporda doğumundan itibaren çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetmiş olduğundan malul sayılması gerektiği ve başkasının sürekli bakımına muhtaç olduğuna” karar verildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununun 28. Maddesinin 8. Fıkrasında "(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/16 md.) Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli (10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “malûl” ibaresi “ağır engelli” şeklinde değiştirilmiştir) çocuğu bulunanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir" denilmiştir.
Somut olayda, mahkemece 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki sigortalı sürelerinin dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenip ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilmesi gerekirken, davacının 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki sigortalı sürelerinden dörtte bir eklenen sürenin değil de tamamının emeklilik yaş haddinden indirilerek sonuca gidilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davacının şahsi sicil dosyasının ve güncel hizmet döküm cetvelinin Kurumdan getirtilerek aylığa hak kazanıp kazanmadığının denetime elverişli şekilde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.