Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6257
Karar No: 2019/3909
Karar Tarihi: 18.02.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/6257 Esas 2019/3909 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2018/6257 E.  ,  2019/3909 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ


    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ... İş Mahkemesinin 09/03/2017 tarih ve ... Esas, 2017/111 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermiştir.
    ... Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili özetle; davalı işyerinde 06/09/2010-22/01/2016 tarihleri arasında paketleme operatörü olarak çalıştığını, müvekkilinin iş akdinin "4857 sayılı yasanın 25/II-d" maddesi (ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller-işçinin işverenin başka işçisine sataşması) şeklinde fesih edildiğini, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davalı işyerinde uygulanan TİS hükümleri gereğince işten çıkarma kararlarının disiplin kurulunca verileceği hüküm altına alınmış olduğunu, işverenin fesih kararı verme yetkisi bulunmadığını, müvekkili ile bir başka işçinin tartışma yaşadığının ve davalı işverenin isteği üzerine savunma verdiğinin doğru olduğunu, ancak iş arkadaşı ile yaşadığı bu olayın tartışma boyutunda kaldığını, araya başka iş arkadaşlarının girdiğini, fiili bir durumun oluşmadığını, müvekkillerinin yaşadığı bu olaydan çok daha şiddetli tartışmaların, fiili kavgaların olduğunu, buna rağmen bu sebeplerle hiçbir işçinin iş akdinin feshedilmediğini, müvekkilin yasanın 25. maddesinde yazılı fiilleri işlediğine dair fesih gerekçesinin haklı olmadığını belirterek iş akdinin feshinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle işe iadesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili özetle; davacının bir başka işçi ile tartışıp, küfürleştiğini araya başka bir işçinin girip kendi çabalarıyla olayı sakinleştirdiğini, araya giren işçinin de zarar gördüğünü, müvekilleri oldukları işverenliğin ayrıma gitmeden her iki işçiyi de işten çıkartdığını, haklı nedenle derhal fesih hallerinde savunma alma zorunluluğunun da olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı tarafça iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Ç) İstinaf başvurusu :
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    D) İstinaf Sebepleri:
    Davacı vekili istinaf başvurusunda; İşyerinde toplu iş sözleşmesi olduğunu beyan etmemize ve TİS ile işten çıkarma kararlarının disiplin kurulunca verilmesi gerektiği düzenlenmesine rağmen bu hususa hiç değinilmemiş ve işyerinde TİS yokmuş gibi karar verilmiştir.
    E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili işyerinde TİS bulunduğunu beyan etmelerine ve TİS hükümleri gereğince işten çıkarma yetkisinin disiplin kuruluna ait olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmektedir. Dava dilekçesinde müvekkilinin üye olduğu Türk Metal Sendikası ile davalı işveren arasında TİS bulunduğunu ve sözleşme hükümleri gereğince işten çıkarma yetkisinin disiplin kuruluna ait olduğunu ileri sürmüş olup,mahkemece bu konuda bir araştırmaya gidilmediği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan fesih bildiriminin işveren tarafından tanzim edildiği görülmektedir.
    İstinaf nedeninin yerinde olup olmadığının denetlenebilmesi açısından fesih tarihini kapsar şekilde işveren ile Türk Metal Sendikası arasında imzalanmış olan TİS, dairemizce Türk Metal Sendikasından celbedilmiştir.
    Anılan TİS metninin tetkikinden 24/B-1 fıkrasında "Uyarı ve ihtar hariç her türlü disiplin cezasının Disiplin Kurulundan geçirilmesi şarttır". 2. fıkrası ise "Disiplin Kurulunca işçilere verilecek disiplin cezaları şunlandır: 1. Ücret Kesintisi (1 ile 2 gündeliğe kadar) , 2. İşten çıkarma" düzenlemesini içermektedir.
    Davacıya tebliğ edilen 22.01.2016 tarihli fesih bildiriminde "...21.01.2016 Perşembe günü saat 11:20 civarında çalışma arkadaşınız ... ile silme paketleme alanında sözlü tartışma, küfürleşme ve fiziki müdahale ile benzeri durum yaşandığı tespit edilmiştir (...) Bu nedenle iş akdiniz 4857 sayılı kanunun 25/II-d fıkrasında yeralan işçinin işverenin başka işçisine sataşması haklı nedenleriyle 22.01.2016 tarihi itibariyle feshedilmiştir" denilmiştir.
    Sözkonusu fesih bildiriminin davacı ve işveren davalı ... şirketinin kaşesi ve şirket yetkili tarafından imzalanmış olduğu görülmektedir. Dosyaya ibraz edilmiş bir Disiplin Kurulu kararı bulunmamaktadır.
    Davalı şirketin de üyesi bulunduğu MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) ile davacının üyesi olduğu Türk Metal Sendikası arasında imzalanan TİS hükümleri gereğince işten çıkarma disiplin cezasının Disiplin Kurulu tarafından verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak işveren tarafından Disiplin Kurulu kararına ihtiyaç duymaksızın tek taraflı fesih işlemi ile davacının iş akdinin feshedildiği anlaşılmaktadır. TİS hükümleri her iki tarafı da bağlayan hükümler içermekte olup, TİS hükümlerine uygun olmaksızın işveren tarafından yapılan feshin geçersiz olduğu anlaşılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine dair yerel mahkeme hükmünün isabetli olmadığı anlaşılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    F) Temyiz başvurusu :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    G) Gerekçe:
    Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı tarafça yapılan feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığıdır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
    İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
    İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
    İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir.
    İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir. Buna karşılık bir darp veya hakaret söz konusu olmaksızın işçinin, yasanın gerekçesinde de belirtildiği gibi "amirleri veya iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermesi, sıkça ve gereksiz yere tartışmaya girişmesi" gibi davranışlarda bulunması, işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde, geçerli bir fesih nedenidir. Gerçekten işçinin işverenle, işveren vekilleriyle veya diğer işçilerle geçimsizliği işyerinin normal işleyişine zarar veriyorsa işveren süreli fesih hakkını kullanabilir. İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, yada tahrik kapsamında savunma sınırlarını aşarak darp veya hakarette bulunması geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. İşverenin tahrik eden veya sataşmayı başlatan işçinin iş sözleşmesini feshetmemesi, eşit işlem borcu kapsamında sataşılan ve cevap veren işçinin iş sözleşmesinin feshin haksız kılsa da, davranış işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise geçerli nedeni ortadan kaldırmayacaktır.
    Belirtmek gerekir ki Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması gereği işverenin haklı nedenlerle fesih hakkının bulunduğu durumlarda, fesih hakkının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde kullanmaması veya fesih için Toplu İş Sözleşmesinde Disiplin Kurulu kararının öngörülmesine rağmen, Disiplin Kurulu kararı olmadan fesih hakkının kullanılması halinde, feshin haksız olacağı kabul edilmekte, ancak bu olgu geçerli feshi ortadan kaldırmamaktadır. Zira işçinin davranışı işyerinde olumsuzluklara yol açmış ve işveren açısından iş ilişkisinin önemli ölçüde devam ettirilmesinin beklemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmektedir.
    Dosya içeriğine göre ve özellikle davalı tanığı ve tutanak mümzii ..."ın beyanlarında, diğer çalışan ... ile aralarında sözlü tartışma yaşandığını davacının diğer çalışana sinkaflı küfürler ettiğini, tartışmanın daha da büyümemesi için kendisinin tarafları ayırdığını, davacının ise bu sırada kendisini yaraladığını, bunun üzerine davalı işverenin davacının ve kavganın diğer tarafı olan ... "nün iş sözleşmesini feshettiği ... tarafından açılan işe iade davası sonucunda ilk derece mahkemesince kavgada sorumluluğu olmadığı anlaşıldığından verilen işe iade kararı dairemizce onanmıştır.
    Söz konusu olayda tartışmayı davacı işçinin başlattığı, işçilere küfürler ettiği, işveren açısından haklı fesih sebeplerinin doğduğu, ancak işverenin TİS hükmü uyarınca disiplin prosedürünü işletmediği, disiplin kurulu prosedürünün işletilmemesinin haklılığı ortadan kaldırmakla birlikte geçerli nedeni ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle feshin haklı değil ise de geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.
    Bu sebeple, Bölge Adliye Mahkemesinin, yerinde olmayan gerekçelere dayalı kararı bozularak İş Kanunu"nun 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    H) Hüküm:
    Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1-) Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-) Davalı tarafça yapılan feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından DAVANIN REDDİNE,
    3-) Alınması gereken 44,40 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
    4-) Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 280,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine,
    Kesin olarak 18.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi