Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1257
Karar No: 2020/3994

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/1257 Esas 2020/3994 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi'nde hizmet tespiti istemiyle açılan davada, mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Tüm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilen hüküm, hak düşürücü süre yönünden eksik incelemeye dayalı olduğundan ve usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmuştur. Sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmelidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, hak kayıpları ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi amacıyla tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi: Sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalarda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi amacıyla özel bir duyarlılık ve özen gösterilmelidir. Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir.
- Yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilemeyen sigortalı
10. Hukuk Dairesi         2020/1257 E.  ,  2020/3994 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.
    Hükmün, tüm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Uyuşmazlığın çözümünde davanın yasal dayanağını (mülga) 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi oluşturur. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalı, diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    15.09.1993-31.05.1994 tarihleri arasında davalı kulüpte geçen hizmetlerin tespiti istemli açılan eldeki davada, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan gönderilen tek tip profesyonel sözleşmesine göre 15.09.1993-31.05.1994 tarihleri arasında taraflar arasında imzalı sözleşmenin bulunduğu ayrıca dinlenen tanık beyanları doğrultusunda mahkemece, davacının, Kurum’dan şahsi dosyası celbedilmeden ve irdelenmeden tüm dönem yönünden kabul hükmü verilmiş ise de hak düşürücü süre yönünden yapılan inceleme yetersizdir. Davacının talebi az yukarıda belirtilen ilgili hükümler dahilinde hak düşürücü süre yönünden irdelenmeli, davacı hakkında davalı işveren nezdinde uzun ve kısa vadeli sigorta kollarından herhangi bir prim ödemesi yapılıp yapılmadığı, böyle bir kesintinin varlığı halinde prim kesintisi tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin kesileceği ve öncesine ait sürenin hak düşürücü süreye uğrayacağı göz önünde bulundurularak ilgili talebin incelenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir
    O hâlde, tüm davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Spor Kulubü"ne iadesine, Üye ..."ın muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ..."ün oyları ve oyçokluğuyla 29.06.2020 tarihinde karar verildi.
    KARŞI OY
    Davacının çalışması federasyon ile yapılan sözleşme kapsamında başlamış olup çalışma tanıklarca doğrulanmıştır. Blok çalışma devam ederken işveren tarafından 01.01.1994 tarihinde işe girişi bildirilmiştir. Yönetmelikte belirtilen işe giriş bildirgesi çalışma süresi içinde bildirildiğinden hak düşürücü süre söz konusu olamaz. Davanın kabulü yönündeki karar doğru olup onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi