Esas No: 2022/696
Karar No: 2022/2700
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/696 Esas 2022/2700 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/696 E. , 2022/2700 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01/03/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ..... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1994 yılında Sabah grubunda çalışmaya başladığını, ilk iki sene basın kartı başvurusu yapılmadığını, Kasım 1996 da NTV de çalışmaya başlaması ile birlikte basın kartı başvurusunun gerçekleştiğini, müvekkilinin NTV'de dört seneden daha uzun bir süre haber muhabirliği ve program sunucusu olarak çalıştığını, NTV'deki yönetim değişikliği ile NMC Medya tarafından görevlendirildiğini, NTV'de hazırlayıp sunduğu Sesler ve Renkler programıyla CNN Türk'e geçiş yaptığını, programın 1,5 yıl sürdüğünü, bu programın yanı sıra sayısız haber, 23 nisan yayını, özel günler ve yılbaşı özel programı sunuculuğu da gerçekleştirdiğini, Ağustos 2003 de uluslararası gazetecilere verilen bursla ödüllendirildiğini, 2005 Ocak ayında Türkiye'ye döndüğünü, müvekkilinin 2014 yılı Ocak ayı sonuna kadar kesintisiz olarak program çekmeye, metin yazmaya, sunuculuklar yapmaya devam ettiğini, 31.01.2014 günü müvekkiline programı yayından kaldırılacağını bildirildiğini, son ücretinin 6.500,00 TL olduğunu, haksız olarak iş sözleşmesi feshedilen müvekkiline kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının ödenmediğini, izin ücretlerinin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetlerin tanzimi hakkındaki kanuna tabi bir ilişki bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin serbest meslek erbabı olarak hazırladığı programların CNN Türk logolu televizyon kanalında yayınlanması ile sınırlı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının fazla mesai, genel tatil ve bayramlarda çalıştığına yönelik iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, davacının gerek müvekkili şirkette hizmet akdine dayalı bir çalışması olmaması gerekse önceki işverenlerden kıdem tazminatı almış olması nedeni ile kıdem tazminatı talebinde de bulunamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı,davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince,davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmşitir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamında gazeteci olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Yasanın 1 inci maddesinde, “Bu Kanun hükümleri Türkiye'de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki işçi tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır. Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir” şeklinde kurala yer verilerek Kanunun kapsamı ve gazeteci tanımı ortaya konulmuştur. Buna göre Kanunun kapsamında kalan işyerleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajansları olarak sıralanabilir. Bahsi geçen dört tür işyerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar, Kanunda gazeteci olarak adlandırılmıştır.
Fikir ve sanat işinde çalışma ölçütü, gazetecilik mesleğinin yerine getirilmesine dair ve doğrudan doğruya söz konusu alanlarda çalışmayı ifade eder. Buna göre, yazar, muhabir, redaktör, düzeltmen, çevirmen, fotoğrafçı, kameraman, ressam, karikatürist gibi çalışanlar gazetecilik mesleği ile doğrudan doğruya ilgili olup, gazeteci olarak değerlendirilmelidir.
Ayrıca 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 38'inci maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların da 5953 sayılı Kanunun kapsamında olduğunu açıklanmıştır. Özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanlar yönünden fikir ve sanat işi yapma koşulu söz konusu değildir. Ancak haberle ilgili birimde çalışma kavramı, haberin oluşumuna doğrudan katkı sağlama olarak değerlendirilmelidir. Buna göre haber müdürü, muhabir, foto muhabiri, spiker, haber kameramanı gibi çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, uplink görevlisi, şoför, diğer teknik ve idari personelin, haberin oluşumuna doğrudan katkıları olmadığından gazeteci kavramına dahil değildirler.
Öncelikle tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı işveren arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunun kabulü yerindedir.Ancak davacının Basın İş Kanunu kapsamında çalıştığının kabulü yerinde olmamıştır.Şöyleki davacının davalı işyerinde gezi,kültür ve sanat programları yaptığı ve programları sunduğu sabittir.Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin i bendinde haber programları “Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla güncel olay, konu ve gelişmeleri ayrıntılarıyla ele alan ve değerlendiren, bildiri, sunum, söylev, mülakat, söyleşi, tartışma formatında gerçekleştirilen, belirli yayın gün ve saatinde ve düzenli biçimde izleyici ya da dinleyicilere sunulan program türünü,” olarak tanımlanmıştır.
Davacının yaptığı programların haber programı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.3984 sayılı Kanun gereği özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların 5953 sayılı Kanun kapsamında olacağının belirtildiği,buna göre davacının bu kapsamda çalışmadığı anlaşıldığından çalışmasının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında kabul edilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince davacının İş Kanunu kapsamında çalıştığının kabulü ile talep edilen alacakların değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık ise davacının hizmet süresi noktasındadır.Bölge Adliye Mahkemesince davacının ilk dönem çalışmasının 31.05.2009 tarihinde ibra ile sonlandırıldığı kabulü ile ikinci dönem çalışması olarak 01.06.2009-31.01.2014 tarihleri arası kabul edilmiştir.Davacının davalı şirkette sigortalı çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Dosya kapsamında bulunan telif sözleşmelerine göre davacının ilk olarak 15.06.2010 tarihinde davalı şirket ile telif sözleşmesi imzaladığı anlaşılmaktadır.Davacı taraf 31.05.2009 tarihli ibraname ile işten ayrıldıktan sonra kesintisiz olarak davalı şirkette çalışmaya devam ettiğini ispatlayamamıştır.Hal böyle olunca davacının hizmet süresinin 15.06.2010 tarihinde başladığının kabulü gerekmekte olup bu yönden de Bölge Adliye Mahkemesi kararı hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.