
Esas No: 2014/3605
Karar No: 2014/6552
Karar Tarihi: 06.03.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/3605 Esas 2014/6552 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/788-2013/308
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gülşen Tombuloğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda müvekkiline yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29.11.2012 olarak düzeltilmesini istediği ve ayrıca imzaya itiraz ettiği, mahkemece, tebliğ işleminin TK."nun 21/2.maddesine uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ evrakının incelenmesinde, üzerine ""Mernis Adresi"" ibaresi yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve TK."nun 21/2.maddesine göre 23.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
11.01.2011 tarihli ve 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10.maddesine eklenen 2.fıkraya göre ;"" Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.""
Somut olayda borçlunun icra takibinin dayanağı olan bononun tanzim edeni olup, bononun tanzim yerinde de adresinin bulunduğu görülmektedir. Bonoda yazılı olan adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde yer alan adresine tebligatın yapılması 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine aykırıdır. Bu durum gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğin yapıldığı, bu tebligatın ise yukarıda açıklanan nedenlerle usule aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
O halde mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve bu durumda İİK. nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal süre içinde yapılan imzaya itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.