Esas No: 2022/1803
Karar No: 2022/2692
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1803 Esas 2022/2692 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1803 E. , 2022/2692 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ... Belediyesi bünyesinde çalıştığı sırada 6360 sayılı Kanun hükümlerine göre nakledildiğini ve işçilik alacaklarının davalı ... Belediyesine devredildiğini, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının eksik ödendiğini beyan ederek, ücretli izin, izin ve ikramiye alacakları ile birlikte bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
6100 sayılı Kanununun 124. maddesine göre davaya dahil edilen ... Belediye Başkanlığı vekili ile ... vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli 2016/6527 esas 2018/19642 karar sayılı bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı ... ile ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında öncelikle davacının işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesine taraf sendikanın üyesi olup olmadığı, toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı uyuşmazlık konusudur.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 39 uncu maddesine göre, toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır. Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır. Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandığı kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmış ise de, davalı taraf davacının sendika üyesi olmadığını, üyelik mevcut olsa bile, üyeliğin işverene bildirilmediğini savunmuştur. Dosya kapsamında davacının sendika üyeliği yahut üyeliğin işverene bildirildiğine dair herhangi bir belge bulunmamaktadır. Öncelikle davacının sendika üye olup olmadığı, üyeliğin işverene bildirilip bildirilmediği açıklığa kavuşuturulmalı, oluşacak sonuca göre davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları hakkında bir değerlendirme yapılmalıdır.
3-Davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği sonucuna varıldığı takdirde, çözümü gereken ikinci uyuşmazlık, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacakların ispatı ve hesaplanması ile ilgilidir.
a) Sosyal yardım alacağının hesaplanması ile ilgili uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda Mahkemece, bozma kararı sonrasında düzenlenen 03.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan sosyal yardım alacağı hüküm altına alınmıştır. Rapor incelendiğinde, davacının ücret bordrolarında mevcut aile, çocuk, giyim, yakacak, yemek ve sorumluluk zammı ödemeleri ile o aya ilişkin toplam ücret miktarının toplandığı, davacıya banka yoluyla yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra kalan tutarın sosyal yardım alacağı olarak belirlendiği görülmektedir. İşverence bordroya yansıtılan sosyal yardım tahakkukları ile bağlı kalınarak, bu tahakkukların bankaya ödenip ödenmediğinin denetlenmesinden sonra alacağın hesaplanmasında isabetsizlik yok ise de, bordrodaki ücret tahakkukunun yapılan hesaba dahil edilmesi yerinde değildir. Davacının ücret alacağına yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Rapora ekli tabloda, bir aya ait sosyal yardım alacağı ile o aya ait ücretin toplandığı, bankaya yatırılan miktar düşüldükten sonra kalan tutarın sosyal yardım alacağı olarak belirlendiği görülmekte olup, bu durumda mahkemece hüküm altına alınan miktar ücret ile sosyal yardım alacağının toplamı olmaktadır. Davacının iddiası sosyal yardım alacağının ödenmediği yönünde olup, talep sonucu da sosyal yardım alacağının tahsilidir. Bu halde iddia ile bağlı kalınarak hesaplama yapılması ve talepten başka birşeye karar verilemeyeceğinin gözden kaçırılması bozma sebebidir.
b) Bir diğer uyuşmazlık izin yardımı alacağı olup olmadığı noktasındadır.
Dosya kapsamından davacının 2.000,00 TL ücretli izin, 1.000,00 TL izin alacağı olmak üzere iki ayrı alacağın tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Yıllık izin ücreti alacağı feshe bağlı bir alacak olup, iş sözleşmesi sona ermediğinden yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Diğer taraftan, yürürlükteki toplu iş sözleşmesinin ‘izin yardımı’ ile ilgili hükmünde, yıllık izne ayrılan işçilere 50,00 TL izin yardımı yapılacağı öngörülmektedir. Mahkemece davacının yıllık ücretli izin kullanmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında davacının imzasını içeren yıllık izin formları bulunmaktadır. Bu formlar dikkate alınarak davacının toplu iş sözleşmesine göre izin yardımına hak kazanıp kazanmadığı belirlenmeli, oluşacak sonuca göre izin yardımı alacağı ile ilgili bir karar verilmelidir.
c) Taraflar arasında ikramiye alacağı da uyuşmazlık konusudur.
Davacı dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 4.000,00 TL ikramiye alacağının tahsilini istemiş, 18.09.2015 tarihli ıslah dilekçesinde ise ikramiye alacağını toplam 7.578,35 TL olarak ıslah etmiştir. İşverence sunulan yazıda, davacının 2010-2014 tarihleri arasında hak kazandığı ikramiye alacağının 7.928,00 TL olduğu ve bu alacağın davacıya ödendiği belirtilerek, yazı ekinde ödemelere ilişkin banka dekontları sunulmuştur. Bu banka dekontlarından, bir kısım ödemelerin dava tarihinden sonra, bir kısmının ise ıslah tarihinden sonra yapıldığı tespit edilmektedir. Bir kısım ödemelerin dava tarihinden sonra yapılması karşısında, Mahkemece ikramiye alacağının tamamen reddine karar verilmesi yerinde değildir. Öncelikle davacının dava tarihi itibariyle hak kazandığı alacak miktarı belirlenmeli, bu alacağın dava tarihinden önce ödenen kısmı yönünden talebin reddine karar verilmelidir. Diğer taraftan dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin, ödeme miktarı ile sınırlı olarak alacağı sona erdireceği muhakkaktır. Bu halde ödeme ile sınırlı olarak konusuz kalan alacaklar hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmelidir. Ancak davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir etmesi gerekmektedir (HMK m. 331/1). Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alınmadan ikramiye alacağı talebinin reddine karar verilmesi ve yargılama giderlerinin takdirinde hata yapılması hukuka aykırı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
4-Hüküm altına alınan alacakların brüt mü net mi olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesi infazda tereddüt yaratacağından bozma sebebi olarak görülmüştür.
5-Davalılar ... ile ... yönünden ret sebebi ortak olduğu halde, bu davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi bir başka hatalı yön olup, kararın bu sebeple de bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.