Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1791
Karar No: 2022/2691
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1791 Esas 2022/2691 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/1791 E.  ,  2022/2691 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 47. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 15. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalılardan ...’un banka müdürü, müteveffa ...’ın yönetmen, davalı ...’nın ise servis yetkilisi olarak görev yaptığı sırada teminatsız ve usulsüz kredi kullandırma işlemi sebebiyle bankayı zarara uğrattıklarını Banka Disiplin Kurulunun 30.06.2005 tarihli kararı ile tespit edildiğini, zararın banka müfettişinin 31.08.2004 tarihli raporu ile sabit olduğunu, dava dışı şirkete kullandırılan usulsüz ticari kredinin şirketten tahsil edilemediğini, sonuç olarak disiplin kurulu kararı ile aciz vesikasına bağlanan toplam 429.508,00 TL zararın yüzde otuz ikisinden davalı ...’un, yüzde dörderlik kısmından ise diğer davalıların sorumlu olduğunu, banka tarafından keşide edilen 22.01.2014 tarihli ihtarnameye rağmen zararın karşılanmadığını ileri sürerek, toplam 171.803,00 TL alacağın tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... mirasçıları, yetki itirazında bulunarak Anadolu İş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, murislerine 30.06.2005 tarihli disiplin kurulu kararı ile disiplin cezası verildiğini, eylemin ika tarihine göre bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Bankalar Kanununa göre davacı bankanın kendi risk kontrol sistemini kurması gerektiğini, usulsüz kredi kullandırıldığı iddia edilen dava dışı şirket ortağının halen davacı bankadan kredi kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., müfettiş raporunda diğer davalıların mali sorumluluğu istenmesine rağmen, raporda kendisinin mali sorumluluğundan söz edilmediğini, kendisinin kredi sözleşmesindeki imza eksikliğini tamamlamak için krediye imza atmak dışında bir eyleminin olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılardan ..., davacı bankanın 12.03.2004 tarihli ve 7 sayılı risk raporunda belirtilen hususların düzeltilmediği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, uyarı raporundaki tüm eksikliklerin tamamlandığını ve dava dışı şirket ile ilgili başka risk uyarı raporu da bulunmadığını, dava dışı şirketin kefili olan kişiye sonraki tarihte yeniden kredi tahsis edildiğini ve kredinin açık olduğunu, aynı konuda Anadolu 12 İş Mahkemesinin 2012/475 esasına kayıtlı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, ... 12. İş Mahkemesinin 2012/475 esasına kayıtlı ve ... 6 İş Mahkemesinin 2007/693 esasına kayıtlı davaları ile ... Anadolu 6. İş Mahkemesi dosyası içindeki bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı bankanın uğradığını ileri sürdüğü zarardan davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasındadır.
    İş sözleşmesinin tarafı olan işçi, işi özenle ifa borcu altındadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 396 ncı maddesinde, işçinin yüklendiği işi özenle yapmak zorunda olduğu ifade edilmiş ise de, gösterilmesi gereken özenin derecesi ile ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Kanuna göre; “İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur” (TBK m. 400).
    Somut olayda, davacı banka, davalıların bankada müdür, yönetmen ve servis yetkilisi olarak görev yaptıkları sırada dava dışı ... Limited Şirketine usulsüz kredi kullandırdıklarını, usulsüzlüğün bankanın teftiş raporu ve disiplin kurulu kararı ile tespit edildiğini beyan ederek, dava dışı şirketten tahsil edilemeyen ve kesin aciz vesikasına bağlanan zararın kusurları oranında davalılarından tahsili gerektiğini ileri sürmüş; davalılar ise, usulsüz kredi kullanımı olmadığını, bankayı zarara uğratacak herhangi bir eylemlerinin bulunmadığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalılar aleyhine aynı disiplin kurulu kararı ile teftiş raporuna göre ... Anadolu 12. İş Mahkemesinin 2012/475 esas ve ... Anadolu 6. İş Mahkemesinin 2007/693 esasına kayıtlı olarak açılan davaların reddine karar verildiği, ... Anadolu 6. İş Mahkemesi dosyası içindeki bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın reddi gerektiği sonucuna varılmış, bu karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
    Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması veya aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, aksinin varlığı halinde ikinci davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerekir (HMK m. 114/1-ı-i). Kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerekir (HMK m. 303). Hüküm fıkrası ile talep sonucu aynı olmadığı takdirde, kesin hükümden söz edilemez. Diğer taraftan, kesin hüküm, senet ve yemin gibi kesin delillerin yargılamaya etkisi ile takdiri delillerin etkisinin aynı olması mümkün değildir. Bir dava dosyası içindeki takdiri delillerin bir başka davadaki yargılamaya tesir etmesi imkan dahilindedir. Aynı delillerin birden fazla davada ileri sürülmesi de mümkündür. Fakat bu halde sunulan takdiri delilin, kesin delil etkisinden söz edilemeyeceğinden, her bir dava dosyasına sunulan delillerin somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekecektir. Bazı hallerde, takdiri bir delilin bir başka dosyadaki somut olayın özelliklerine uygun düşmemesi sebebiyle uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir etkisinin bulunmaması da söz konusu olabilir.
    Dosya kapsamında bulunan ... Anadolu 12. İş Mahkemesinin 2012/475 esas ve ... Anadolu 6. İş Mahkemesinin 2007/693 esasına kayıtlı dosyalarına ilişkin kararlar incelendiğinde, davacı banka tarafından davalıları da kapsayacak şekilde bir kısım çalışanlar aleyhine bankayı zarara uğrattıkları iddiası ile dava açıldığı, bu davaların reddine karar verildiği ve kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiği görülmektedir. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince, üç davanın dayanağının aynı müfettiş raporu ile disiplin kurulu kararı olduğu, böylece tarafları ve konuları aynı olan davaların reddedildiği dikkate alınarak, eldeki davanın da reddi gerektiği sonucuna varılmış ise de, bu değerlendirme şekli yerinde değildir. Söz konusu davalarda, (başka bir bir kısım davalılar ile birlikte) davalıların başka gerçek veya tüzel kişilere farklı türde kredi veya kredi kartı kullandırılması işlemleri sebebiyle uğranılan zarar iddiası incelenmiştir. Eldeki davada ise, davalıların dava dışı ... Şirketine bu şirketin öz sermayesinin %125 fazlası oranında kredi kullandırıldığı, yeterli ve doğru teminat alınmadığı, istihbararat yapılmadan kredi temin edildiği ve bu nedenle kredinin iadesinin sağlanamadığı, davalıların bu şirkete verilen kredi dolayısıyla zarara sebebiyet verdiği iddia edilmektedir. Her ne kadar üç davanın dayanağı olan teftiş raporu aynı ise de, zarar iddiasının dayanağı olan olgular farklıdır. Mahkemece emsal olarak değerlendirilen diğer iki davada usulsüz işlemlerin konusu olan kredi türleri veya işlemlerin konusu olan kişi veya şirketler de farklıdır. Hal böyle olunca, aynı konudaki diğer davaların reddedilmiş olması, eldeki davanın da doğrudan reddi sonucunu doğurmaz. Ayrıca dosya kapsamında mevcut ... Anadolu 6. İş Mahkemesinin 2007/693 esas sayılı dosyasına ait bilirkişi raporunun, mevcut uyuşmazlığın çözümü için yeterli kabul edilmesi de mümkün değildir. Anılan dosyadaki bilirkişi raporunda özetle “Halk İşlem Kredilerinin tüm banka şubelerinde büyük ölçüde tasfiye hesaplarına intikal ettiği zira bu kredilerin planlanmasında da genel müdürlük tarafından şubelere esnek davranılabileceği şeklinde bildirim yapıldığı, ancak sözü edilen bu kredinin kullandırımından sonra tüm banka genelinde uygulama ve takip konularında muhtelif hatalar sonucu tasfiye hesaplarının oranının büyük ölçüde arttığı, davacı banka şubesindeki takip hesabına alınan kredilerin önemli bölümünün halk işletme kredisi olduğu kredilerin dava konusu kredi ... şube personelinin bilgi ve beceri düzeylerinin çok sınırlı olduğu, ... davalılar tarafından ... Şubesinde kullandırılan ve daha sonra tasfiye olunan alacaklara alınıp bilahare aciz vesikasına bağlanan Halk İşlem Kredileri nedeni ile kendilerinden sorumlulukları oranında bir mali sorumluluk talep edilemeyeceği” sonucuna varılmış ise de, bilirkişi raporundaki değerlendirmeler başka gerçek ve tüzel kişilere yeterli inceleme yapılmadan kredi verilmesi, karşılıksız çek keşide eden ve protestolu senetleri olan kişilere kredi verilmesi, mali güçleri yetersiz olan şirketlerin kefaletlerinin alınması, kredi kartı verilmesi ve halk işlem kredisi sağlanması ile ilgilidir. Eldeki davada dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin büyük bir kısmı ticari kredi olup, kredinin türü gibi, krediden yararlandırılan kişi, kredinin miktarı, alınan teminatların niteliği, yapılan istihbarat gibi yönler de farklılık göstermektedir. Bu halde, üç dava aynı müfettiş raporunun farklı kısımları ile ilgili olup, davaların dayandığı vakıalar ve talep sonucu birbirinden farklıdır. Her bir davada, tarafların iddia ve savunma ile sunulan deliller ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Eldeki davada, taraflarca sunulan deliller toplanıp somut olayın özelliğine uygun bir değerlendirme yapılmadan, konusu farklı nitelikteki başka dava dosyaları dikkate alınarak ret kararı verilmesi yerinde değildir.
    Öncelikle, davacı banka tarafından delil olarak dayanılan müfettiş raporunun tamamı dosyaya getirtilmeli, taraflarca bildirilen deliller eksiksiz olarak toplanmalı, dava dışı şirkete usulsüz kredi kullandırılması ve davacı bankanın zararına sebebiyet verildiği iddiası, somut olay çerçevesinde ele alınarak bir sonuca varılmalıdır. Ayrıca davacı bankanın zarara ilişkin iddiasının dayanağı ‘bankacılık işlemlerinde usulsüzlük’ olup, yapılacak inceleme sırasında, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır (HMK m. 268). Açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde araştırma yapılarak, bu dosya içindeki iddia savunma ve deliller çerçevesinde, davalıların kusurlu davranışları ile bankayı zarara uğratıp uğratmadıklarının belirlenmesi gerekirken, bir başka dava dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
    Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi