
Esas No: 2022/1952
Karar No: 2022/2732
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1952 Esas 2022/2732 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1952 E. , 2022/2732 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı nezdinde 08/12/2011 tarihli sözleşme uyarınca acil hekimi olarak görev yaptığını, davalı ile davacı arasında imzalanan akdin 12 aylık olduğunu, davacı müvekkilinin acil hekimliği dışında başhekim yardımcılığı görevi de yaptığını, davacının maaşının giderek azaldığını, hakkettiği ücretlerin kendisine ödenmediğini, iş akdinin bu nedenle davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, ücret ve bakiye süre ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının herhangi bir alacağının olmadığını, başhekimlik görevi yapmadığını, davacının brüt ücretinin kadrolu hekim iş sözleşmesinde gösterildiğini, ücretin aylık 2.000,00 TL olduğunu, bodrolardan da davacıya düzenli olarak ödemelerin yapıldığının görüleceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozmadan sonra verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 09/11/2020 tarihli 2020/7369 esas 2020/15263 karar sayılı ilamı ile; "(…)Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, taraflar arasında 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde ifade edilen objektif koşul bulunmadan yapılan iş sözleşmesinin belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliğini koruduğu ve davacının bakiye süre ücret alacağını isteyemeyeceği gerekçeleri ile davacının bakiye süre ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar önceki ilkelerimiz gereği benzer konumda çalışan işçiler yönünden sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu ve belirsiz süreli olduğu gerekçesi ile bakiye süre ücretinin reddine karar verilmesi sonucuna varılmış ve bu kararlar Dairemiz tarafından onanmış ise de, YİBK'nun 2017/10 esas 2019/1 sayılı içtihatı birleştirme kararından sonra yeniden yapılan değerlendirme sonucunda; İş Kanunu'nun 11. maddesinde öngörülen hükmün işçiyi koruma amacıyla düzenlendiği dikkate alınarak, objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin, belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiği, İş Kanunu'nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olması gerektiği anlaşılmıştır.Buna göre, taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin işçinin ücret alacağı bulunması nedeniyle haklı nedene dayandığı sabit olduğundan, 6098 sayılı Kanun’un 438/2. maddesine göre işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak bakiye süre ücreti talebinin kabulüne karar verilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.." gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile bakiye süre ücreti ve ücret alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık taraflar arasındaki iş sözleşmesi nedeni ile davacının bakiye süre ücret alacağının belirlenmesi noktasına ilişkindir.
Dairemiz bozma ilamı ile taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin işçinin ücret alacağı bulunması nedeniyle haklı nedene dayandığı sabit görülerek, 6098 sayılı Kanun’un 438/2. maddesi gereğince işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak bakiye süre ücreti talebinin kabulüne karar verilmesi öngörülmüştür. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacının iş sözleşmesinin feshi nedeniyle tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılarak belirli süreli iş sözleşmesinin feshinden sonra yer alan çalışmalardan elde edilen gelirler mahsup edilerek bakiye ücretin tespiti yapılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 438. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, işçinin bakiye süre içinde elde ettiği, kasten feragat ettiği ve tasarruf ettiği miktarların tazminattan indirilmesi gerekli olup bilinen döneme ilişkin indirime esas alınacak somut verilerin varlığını ispat yükü işverene aittir. Ancak, uzun süreli sözleşmeler bakımından dava tarihi itibariyle bilinmeyen bir dönem söz konusu olduğunda indirimin yapılıp yapılmayacağı ve ne şekilde olacağı yönünde kanunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Dairemizce, bilinmeyen dönem bakımından davacının yaptığı işi, davacının istediği takdirde yeni iş bulma ihtimali, çalışılmayan bakiye sürenin uzunluğu dikkate alınmak suretiyle varsayımsal bir indirim yapılması gerektiği düşünülmektedir. Konu bu açıdan değerlendirildiğinde Mahkemece davacının yaptığı işi ve bakiye bilinmeyen süre dikkate alındığında bakiye süre ücretinden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda indirim yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ayrıca vekalet ücreti de verilecek yeni hükme göre yeniden ele alınmalıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.