Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2711
Karar No: 2020/1259

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2711 Esas 2020/1259 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/2711 E.  ,  2020/1259 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/12/2017 tarih ve 2016/903 E- 2017/1201 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/03/2019 tarih ve 2018/627 E- 2019/399 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı olduğunu, 09.05.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında ibraya ilişkin 5 numaralı karar ile yönetim kurulu üyelerine TTK"nun 395 ve 396. maddelerince izin verilmesine ilişkin 7 numaralı kararın Kanuna aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini, zira ibrada ve anılan iznin verilmesine dair kararlarda yönetim kurulunun da oy kullandığını, ayrıca fınansal tablolar/bilanço tasdik edilmiş olmasına rağmen müvekkilinin ibra edilmemesinin kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin ibra edilmemesi kararının hiçbir gerekçesinin bulunmadığını, 6. maddenin karın dağıtılmamasına ilişkin olduğunu vekararın somut ve geçerli bir gerekçeye dayanmadığını ileri sürerek genel kurul toplantısında alınan 5, 6 ve 7 numaralı kararların TTK m.445 uyarınca Kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, alınan kararların Kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu, davacının ibra edilmemesinin özünde özen borcuna aykırı davranışlarının yer aldığını, şirketin fınansal verilerinin objektif olarak kar dağıtılmamasını gerektirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, 5 numaralı gündem maddesinin ibraya ilişkin olduğu, TTK"nın 436/2. maddesine göre yönetm kurulu üyelerinin kendilerinin ve birbirlerinin ibralarında oydan yoksun oldukları, bu ortakların oyları hesaplama haricinde bırakıldığında karar nisabının oluştuğu, bilançonun ve finansal tabloların onaylandığı ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği genel kurulda davacının ibra edilmemesinin keyfi olduğu, yönetim kurulu üyesi davacının ibra edilmemesini gerektiren herhangi bir sebep dava dosyasında tespit edilemediği, bu durumda 5. kararının bu kısmının afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, 6. maddenin karın dağıtılmamasına ilişkin olduğu, davalı şirketin 2015 senesinde 106.712,55 TL kâr elde ettiği, geçmiş yıllardan gelen 220.484,91 TL bakiye zararı kapatmaya dahi yetmediği, bu durumda alınan kararın şirketin mali yapısına uygun olduğu, 7, maddenin yönetim kurulu üyelerine, TTK’nın 395 ve 396. maddelerinde belirtilen işleri ifa edebilmeleri hususunda gerekli yetkinin verilmesine ilişkin olduğu, yönetim kurulu başkan ve üyleri olan ..., ... ve ..."a izin verildiği, ... bakımından yapılan oylamada kendinin oy kullanamayacağı, ancak ... ve ...’nun oylarının yeterli çoğunluğu sağlayadığı, ..., ve davacının ...’nun oğulları olduğundan bu ortakların kendilerine ve birbirlerine oy kullanamayacağı, bu durumda ...’ın oyu yeterli çoğunluğu sağladığı, gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 09.05.2016 tarihli olağan genle kurul toplantısına alınan 5 numaralı kararın sadece "davacı yönetim kurulu üyesinin ibra edilmemesine " ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince 6. ve 7. kararlara ilişkin verilen kararın yerinde olduğu, ancak 5. numaralı karararın davacının ibra edilmemesine ilişkin kısmının yerinde olmadığı, zira davacı tarafça işbu genel kurul kararının iptali istenilmiş ise de söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte bir karar olmadığı, zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmadığı, bunun için, 6102 sayılı TTK"da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerektiği, bu itibarla yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün olmadığı, sorumluluk kararı ve davası için makul bir sürenin geçmesi beklenilmeden eldeki davanın bu aşamada dinlenilmesi mümkün olmadığı, bu durumda 5. madde yönünden de istemin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin reddine , davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi